Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11692 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 11793 - Esas Yıl 2003





Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanığın savunmasının alındığı 23.5.2002 tarihli oturumun ilk sayfası yazman tarafından imzalanmayarak CYY.nın 264. maddesine uyulmaması,2-TCY.nın 230. ve 240. maddelerinde düzenlenen görevi savsama ve görevde yetkiyi kötüye kullanma suçlarında cezalandırabilme koşulu, failin memur ya da özel yasası gereğince memur gibi cezalandırılan kişilerden olmasıdır. Memur kavramı TCY.nın 279. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan Yasa maddesine göre yaptıkları iş kamu görevi niteliği taşıyan kişiler memurdur. Bankacılık faaliyeti devletin amacı gereği yerine getirmek zorunda olduğu bir iş olmadığından kamu görevi sayılmamakla birlikte T. E......Bankası A.Ş. personelinin ceza sorumluluğu suç tarihinde 233 sayılı Yasa Hükmünde Kararname ve 399 sayılı Yasa Hükmünde Kararnameye 3771 sayılı Yasa ile eklenen 11/b maddesi hükümlerine göre belirlenmekteydi. Ancak 25.11.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı T.C.Z.......Bankası, T.H.....Bankası A.Ş. ve T. E....Bankası A.Ş. hakkında Yasanın 1. maddesi 2. bendiyle adı geçen bankalar 4389 sayılı Bankalar Yasası ve genel hükümlere tabi anonim şirket haline getirilmiş, aynı maddenin 5. bendinde ise sayılan bankalar hakkında 233 ve 399 sayılı Yasa Hükmünde Kararnamelerin uygulanmayacağı öngörülmüştür. Ceza sorumluluğunu düzenleyen mevzuat hükümlerindeki bu süreç ve TCY.nın 2/2. maddesi uyarınca suç tarihinde T. E.........Bankası Karaköy şube müdürü olan sanığın, usulsüz kredi kullandırma eylemi nedeniyle memur gibi cezalandıramayacağının kabulünde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle görevi savsama suçundan hükümlülük kararı verilmesi,3) Kabule göre;a)Sanığın, usulsüz kredi kullandırma biçimindeki aktif nitelikli eylemlerinin, TCY.nın 240/1, 80. maddelerine uyduğunun gözetilmemesi,b)Memurluktan yoksunluk cezasının, TCY.nın 20. maddesi hükmü gözetilmeden ve gerekçe de gösterilmeden alt sınırın üzerinde belirlenmesi,c)TCY.nın 80. ve 59. maddelerinin memurluktan yoksunluk cezasına da uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,Yasaya aykırı ve katılan şirket vekili ile sanık Osman müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,1.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.