Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11620 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29384 - Esas Yıl 2013





Basit tehdit suçundan sanık ...'nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-son cümle, 43/2, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 600,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 04/07/2012 tarihli ve 2011/1039 esas, 2012/683 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/09/2013 gün ve 257861 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, olay tarihinde ... Barosunda kayıtlı avukat olan sanığın, takip ettiği bir haciz işlemi sırasında müştekiler ... İcra müdürü ve müdür yardımcısı ile arasında geçen iddianameye konu eylemin, görev sırasında işlenmiş bir suç niteliğinde olması karsısında, hakkındaki soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun ilgili hükümlerince yürütülmesi gerektiği cihetle, Mahkemece, söz konusu yargılamada 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 223/8. maddesi gereğince durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Sanık Avukat ...'nun, ... İcra Müdürlüğünde alacaklı vekili sıfatıyla takip ettiği bir dosya ile ilgili olarak, ihtiyati haciz kararının aynı gün yerine getirilmesi konusunda, icra müdürü ve müdür yardımcısı olan müştekilerle tartıştığı, tartışma sırasında müştekilere hakaret ve tehdit ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunulması üzerine, Milas Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma izni alınmaksızın, 05.12.2011 tarihli iddianameyle hakkında hakaret ve tehdit suçlarından ... Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda aynı Mahkemenin 04.07.2012 tarihli kararı ile, sanığın hakaret suçundan beraatine, tehdit suçundan ise 600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, temyiz edilmeksizin kesinleşen bu karara karşı, 1136 sayılı Avukatlık Kanunundaki izin prosedürün yerine getirilmediği gerekçesiyle, mahkumiyet hükmü yönünden kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Avukat olan sanık hakkında, icra işlemleri sırasında işlediği iddia olunan tehdit suçuna yönelik soruşturma ve kovuşturmanın, genel hükümlere göre mi yoksa, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58. ve 59. maddeleri uyarınca, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine mi yürütüleceğine ilişkindir.Kanun yararına bozma kurumunda geçerli olan “istekle bağlılık kuralı” ve hakaret suçundan beraat kararı verilmiş olması nedeniyle, CMK’nın 309/4-c bendi uyarınca, bu tür hükümlerde aleyhe bozma ve yeniden yargılama yasağı göz önünde bulundurularak, inceleme tehdit suçuyla sınırlı olarak yapılmıştır.III- Hukuksal Değerlendirme:1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya ... Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “ 58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenliyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir……..Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır.(Ek cümle: 02/05/2001 - 4667/38. md.) Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir” hükümleri yer almaktadır.İncelenen dosyada; sanık avukatın vekilliğini yaptığı şirketin alacağını tahsil amacıyla icra müdürlüğünde gerçekleştirdiği işlemlerle ilgili, icra müdürlüğü görevlileriyle tartışması ve akabinde onlara yönelik hakaret ve tehdit ettiğine ilişkin iddianın, sanığın avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, sanık avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma izni alınmamış olması nedeniyle, mahkemece CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken, genel hükümler çerçevesinde kovuşturma yapılarak, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- Basit tehdit suçundan sanık ... hakkında, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 04/07/2012 tarihli ve 2011/1039 esas, 2012/683 sayılı kararının, CMK’nın 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Dava koşulu olan Adalet Bakanlığı izni alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.