Kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-c, 35, 106/1 (2.cümle), 50/3, 125/1-3-a. maddeleri uyarınca, 1 ay 15 gün hapis, 1 yıl hapis ve 600 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58/6. maddesine göre, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 25/09/2012 tarihli ve 2010/71 esas, 2012/284 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.06.2013 gün ve 218048 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; sanığın tekerrüre esas alınan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2008 tarihli ve 2007/83 esas, 2008/45 sayılı kararı ile verilen iki kez 2.000,00 yeni Türk lirası adlî para cezası ile, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 05/03/2008 tarihli ve 2007/ 140 esas, 2008/41 sayılı kararı ile verilen 1.000,00 yeni Türk lirası adlî para cezasının, karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi gereğince kesin olduğu ve hâlen yürürlükte olan aynı madde son fıkra uyarınca tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, hükmolunan cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 25/09/2012 tarihli kararı ile hapis ve adli para cezası ile cezalandırılmasına, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/140 esas, 2008/41 sayılı kararı ile ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/83 esas, 2008/45 sayılı kararı tekerrüre esas olduğundan, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükmüne yönelik olarak kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Adli sicil kaydında yer alan ve hüküm tarihi itibariyle kesin olan para cezasına ilişkin ilamın, tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasında "Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ila 326. maddeleri uygulanır." hükmüne yer verildiği, 5219 sayılı Kanun ile değişik 1412 sayılı CMUK'nın 305/2 maddesinde (Anayasa Mahkemesinin 23/07/2009 tarihli ve 2006/65 E., 2009/114 K. sayılı iptal kararı öncesi) "İki milyar liraya kadar (iki milyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler, temyiz olunamaz." Aynı kanun maddesinin son fıkrasında ise "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. Ancak haklarında 343. madde hükümleri dairesinde Yargıtay'a başvurulabilir." hükümleri yer almaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.05.2009 tarih ve 2009/2-115 sayılı kararında da, "5237 sayılı TCK'nın 50. maddesinde, 647 sayılı Yasanın 4. maddesindeki düzenlemeye benzer şekilde "Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir" hükmüne yer verilmesine karşın, "Bu hükmün uygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teşkil etmez" hükmüne yer verilmemesi nedeniyle, gerek 5237 sayılı Yasanın 50. maddesi uyarınca kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya seçenek olarak hükmedilen, gerekse 52. madde uyarınca doğrudan hükmedilen 2 milyar lirayı (2.000 TL'yi) aşmayan adli para cezalarına ilişkin hükümler kesin niteliktedir" denilerek, 5237 sayılı TCK döneminde, hangi hükümlerin (Anayasa Mahkemesinin CMK’nın 305/2. maddesine yönelik iptal kararının yürürlüğe girdiği 07/10/2010 tarihi öncesinde) kesin nitelikte olduğu açıklığa kavuşturulmuştur.İncelenen dosyada, mahkemece 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesi uygulamasına esas alınan önceki hükümlülüğün, sanığa ... Sulh Ceza Mahkemesinin, 05.03.2008 tarih ve 2007/140 esas, 2008/41 sayılı kararı ile ... Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2008 tarih ve 2007/83 esas, 2008/45 sayılı kararıyla, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak ve mala zarar verme suçlarından, verilen 1000 TL ve 2.000 TL adli para cezalarına ilişkin olduğu görülmektedir. Söz konusu mahkumiyetlerin, hüküm tarihi itibariyle (2.000) lirayı aşmayan para cezasına ilişkin olması nedeniyle, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilemeyeceği anlaşılmaktadır. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1- Kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 25/09/2012 tarihli ve 2010/71 esas, 2012/284 sayılı kararının, CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2-Karardaki hukuka aykırılığın aynı kanun maddesinin 4/d fıkrası gereğince Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; hüküm fıkrasında yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımların hükümden ÇIKARILMASINA, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.