Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10617 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18258 - Esas Yıl 2013





Hakaret suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 125/4, 62, 52. maddeleri uyarınca 1.860.00 TL adlî cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair, İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/11/2012 tarihli ve 2010/8946 esas, 2012/3484 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 14/05/2013 gün ve 145062 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “25/07/2010 tarihli ve 27652 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 7. maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin 6. fıkrasının sonuna eklenen "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isteyip istemediğinin sorulmamış olması karşısında, sanık ve vekili tarafından açıkça talepte bulunulmadığından bahisle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 07/11/2012 tarihli kararı ile, 1.860.00 TL adlî cezası ile cezalandırılmasına, sanık ve vekili tarafından açıkça talepte bulunulmadığından, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın bu suç yönünden kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, sanık veya müdafiinin açık bir talebinin gerekli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.5237 sayılı TCK'nın 125/4. maddesinde; “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü yer almaktadır,İncelenen dosyada, sanık ve katılanın birlikte ikamet ettikleri evde meydana gelen hakaret eylemi nedeniyle, aleniyet unsuru gerçekleşmemesine karşın, hükmolunan cezada, TCK’nın 125/4. maddesi ile artırım yapılarak sanığa fazla ceza verilmiştir. Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K.'nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.