Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10615 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25040 - Esas Yıl 2013





Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...'nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 106/1-2.cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.740 TL ve 500 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231/8. maddesi gereğince sanığın 5 yıl süreyle denetime tâbi tutulmasına dair, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 28/01/2013 tarihli ve 2012/188 esas, 2013/79 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne, anılan kararın kaldırılmasına ilişkin, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2013 tarihli ve 2013/42 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/06/2013 gün ve 218126 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “... Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulü kararı okunmadan duruşmaya başlanması, yargılama giderlerinin kimden hangi oranda alınacağının kararda gösterilmemesi, karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, süresi, merci ve şekilleri ile yasa yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleşeceği hususlarının eksiksiz belirtilmemesi ve hakaret suçunda aleniyet artırımı yapılırken kanun maddesinin gösterilmediği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, merci ... Asliye Ceza Mahkemesinin sadece, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin şartlarının olup olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığı yönünden sınırlı olarak inceleme yapabileceği, şartların varlığı halinde itirazın reddine karar vermesi gerektiği, esastan inceleme yapamayacağı gözetildiğinde, itirazın açıklanan sebeple reddi yerine, yazılı şeklide kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 28.01.2013 tarihli kararı ile, 1.740 TL ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, koşulları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karara sanığın beraat etmesi gerektiğine yönelik itirazı üzerine, merci ... Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2013 tarihli kararı ile, iddianamenin kabulü kararı okunmadan duruşmaya başlanması, aleniyet artırımında uygulama maddesinin gösterilmemesi, yargılama giderinin miktarının kararda yer almaması ve kanun yolu bildiriminin yetersiz olduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verildiği, kesin olan bu karara karşı, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyen mercinin, hükmü usul ve esas yönünden denetleme yetkisinin bulunup bulunmadığı ile itiraz üzerine verdiği kararın hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle, - Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, - Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının olmaması,- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür. CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK'nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.İtiraz üzerine kararı usul ve esas yönünden denetleyen mercinin, kararın hukuka uygun olması durumunda itirazın reddine, aksi durumda ise eksikliği tespit edip itirazın kabulüne karar vererek gereği için dosyayı mahkemesine iade etmesi gerekmektedir.İnceleme konusu somut olayda; sanık ... hakkında, katılana hakaret ve tehdit suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanığın eylemleri sabit görülerek, Mahkemece seçimlik cezalardan gün adli para cezası tercih edilmek suretiyle, sanığın 1.740 TL ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve sabıkasız oluşu, duruşmadaki tutum ve davranışları olumlu görülerek, bir daha suç işlemeyeceği kanaatiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri ve Yargıtay kararları doğrultusunda, itirazı inceleyen mahkemenin kararı hem usul hem de esas yönünden denetleyebileceği konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak itiraz merciinin gerekçeleri incelendiğinde; 21.12.2012 tarihinde talimat yoluyla savunması alınan sanığa iddianame ve eklerinin okunduğu, sanığın iddianame içeriğiyle uyumlu savunma yaptığı, hakaret ve tehdit suçlarında uygulama ve bireyselleştirme maddelerinin yazıldığı, yalnızca aleniyet artırımına ilişkin fıkranın gösterilmediği ancak bu eksikliğin mahkemesince tamamlanabileceği, olayda tek sanık bulunduğu ve yargılama giderlerinin bu sanıktan alınmasına karar verildiği, miktarın gerekçeli kararda gösterildiği, kanun yolu bildiriminin yoklukta verilen kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde asliye ceza mahkemesine itiraz yolu olarak doğru gösterildiği, zaten sanığın tebliğden 1 gün sonra itirazda bulunduğu ve yanılmanın söz konusu olmadığı belirlenmiştir. Bu itibarla, ... Sulh Ceza Mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının, CMK’nın 231. maddesinin objektif ve subjektif koşulları çerçevesinde yerinde olduğu, kararın CMK’nın 34/2, 232 ve 324. maddelerine göre gerekli hususları içerdiği, olağan kanun yollarından olan itiraz kurumunun, önemli hukuka aykırılık hallerinin giderilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi amacına matuf olduğu, itiraz merciinin kararında yer alan gerekçelerin ağır hukuka aykırılık hali oluşturmadığı gibi, kararın kaldırılmasını da gerektirmediği anlaşıldığından, yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır. IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce farklı gerekçeyle yerinde görüldüğünden,1- ... Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2013 tarihli ve 2013/42 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.