Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10614 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25039 - Esas Yıl 2013





Basit cinsel saldırı ve nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli ... Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2011 tarihli ve 2011/749-510 sayılı kararını müteakip, ... Sulh Ceza Mahkemesince verilen 23/11/2012 tarihli ve 2012/480-1098 sayılı görevsizlik kararı üzerine, ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen, ... Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin 28/03/2013 tarihli ve 2013/259 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/06/2013 gün ve 218116 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçuna ilişkin olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4 maddesinde “1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasının” düzenlenmiş olması karşısında, bu suçtan yargılama yapma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAI-Olay: Basit cinsel saldırı ve nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçlarından sanık ... hakkında, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 01.12.2011 tarihli iddianamesiyle, ... Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu verilen 08.12.2011 tarihli kararla, sanığın eyleminin cinsel taciz ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını oluşturduğu gerekçesiyle, TCK’nın 105 ve 116/1-4. maddeleri gereğince yargılamanın yapılması için Sulh Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, ... Sulh Ceza Mahkemesi ise 23.11.2012 tarihli kararı ile, geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçunun TCK’nın 116/4. maddesinde tanımlanan ve asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suç olduğu gerekçesiyle, karşı görevsizlik vererek olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 28.03.2013 tarihli kararı ile Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması üzerine, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Cinsel Taciz ve nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından açılan kamu davasında, ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesine dair, ortak görevli mahkeme tarafından verilen kesin nitelikteki kararın, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:Anayasamızın 37. maddesinde "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz." 142. maddesinde " Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir." hükümlerine yer verilmiş, 5271 sayılı CMK’nın göreve ilişkin 3/1 maddesinde, "Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir." 4/1. maddesinde, "Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re'sen karar verebilir. 6 ncı madde hükmü saklıdır." 5/1. maddesinde, "İddianamenin kabulünden sonra; işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir." hükümleri düzenlenmiştir. 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 307/1 maddesinde, "Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur." Anılan Yasanın 308. maddesinde, "Aşağıda yazılı hallerde kanuna mutlaka muhalefet edilmiş sayılır……4) Mahkemenin kanuna muhalif olarak davaya bakmağa kendini görevli veya yetkili görmesi …." hükümleri yer almaktadır.İnceleme konusu somut olayda; sanık ... hakkında, geceleyin çırılçıplak bir vaziyette müştekiler ... ve ...’nin birlikte kaldığı odanın kapısını açmak için bir kaç kez zorladığı, açamayınca kendi odasına gittiği için, basit cinsel saldırı ve nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlalden dava açılmıştır.Her iki mahkeme görevsizlik kararlarında sanığın eylemlerini, cinsel taciz ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal olarak değerlendirmiştir.TCK’nın “Cinsel taciz” başlıklı 105. maddesinde, “(1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.” hükmüne yer verilmiş, nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal suçu ise 116/4. maddede, “Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiştir.5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un, “ Sulh Ceza Mahkemesinin Görevi” başlıklı 10. maddesinde, “Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezaları ve bunlara bağlı adli para cezaları ile bağımsız olarak hükmedilecek adli para cezalarına ve güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanması, sulh ceza mahkemelerinin görevi içindedir.” hükmüne yer verilmiştir.Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, sanığın işlediği iddia olunan geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçunun üst sınırının 3 yıl olması, sulh ceza mahkemesinin ise iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezalarına bakmakla görevli olması karşısında, davaya bakma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeksizin, sulh ceza mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,1- ... Ağır Ceza Mahkemesinin 28/03/2013 tarihli ve 2013/259 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Aynı yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.