Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9939 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11325 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... (kendisine asaleten,...'e velayeten) vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/12/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, istem reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile uzun yıllar evli kaldıklarını, bu evlilikten üç tane müşterek çoçukları bulunduğunu, boşanma davasının kesinleşmesinden 7-8 yıl sonra davalı eski eşi tarafından ... 1.Aile Mahkemesinin 2010/1586 esas sayılı dava dosyasında kendisi aleyhine ve müşterek çocukları ... aleyhine nesebin reddi davası açıldığını,açılan davada Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile davalının ....'in babası olduğunun tespit edildiğini, açılan nesebin reddi davası nedeniyle kendisinin kadınlık onurunun, namusunun, ... ve itibarının tahribata uğratıldığını, kızı davacı küçük ...'in ise utanç ve dışlanmışlık duygusu yaşamasına neden olunduğunu belirterek uğradığı manevi zararların davalıya ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, eşinin etrafta küçük kızlarının kendisinden olmadığı yönündeki beyanları kulağına gelince gerçeğin ortaya çıkması için nesebin reddi davasını açtığını ve kanuni hakkını kullandığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; ... 1.Aile Mahkemesinin 2010/1586 esas sayılı dava dosyası ile "soy bağının reddi" davası açıldığı, davalı ...'in verdiği dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde "boşanma davasının devam ettiği ve tarafların ayrı yaşadıkları dönemde doğduğu söylenen küçük ...'in annesi davacı ...'nin bir çok yerde babasının ... olmadığına, ayrı yaşadıkları dönemde bir başka kişi ile ilişkiye girerek bu çocuğu dünyaya getirdiğine" dair duyumlarına dayalı olarak davalının bu iddiasının doğruluğu ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için bu davayı açtığı, bunun dışında davalının davacıya yönelik kişilik haklarını ihlal edecek derecede herhangi bir beyan ve ifadesinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dosyası arasında bulunan ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2010/1586 esas ve 2011/1021 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde, davacı ... tarafından davalılar ... ile ... aleyhine nesebin reddi davası açıldığı, dava dilekçesinde aradan geçen bunca zaman sonra davalı ... tarafından ...'in gerçekte kendi kızı olmadığı, ayrı yaşadıkları dönemde bir başka kişi ile ilişkiye girerek bu çoçuğu dünyaya getirdiği yönünde bir çok yerde açıklama gereği duyduğu, bu duyumların kulağına gelmesi nedeniyle maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını istediği için bu davayı açtığından bahsettiği, yargılama sonunda Adli Tıp Kurumundan alınan raporla nesebin reddi davasının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Her ne kadar mahkemece davalının nesebin reddi davasını tarafların ayrı yaşadıkları dönemde doğduğu söylenen küçük ...'in annesi davacı ...'nin bir çok yerde babasının ... olmadığına, ayrı yaşadıkları dönemde bir başka kişi ile ilişkiye girerek bu çocuğu dünyaya getirdiğine dair duyumlarına dayalı olarak bu iddiasının doğruluğu ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için bu davayı açtığının kabulü ve dava hakkının kişilik hakkına zarar verecek şekilde hukuka aykırı kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı, dosya kapsamı ile çevreden duyum aldığı iddasını ispatlayamadığı gibi nesebin reddi davasını açmasını gerektirir herhangi bir delil de dosyaya sunamamıştır. Bu nedenle, açılan dava ile davacıların huzur ve sükunlarının bozulacağı, manen zarar görecekleri kabul edilerek davacıların kişilik değerlerinin haksız biçimde ihlal olunduğunun kabulü ile davacılar yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle manevi tazminat istemlerinin tümden reddedilmiş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.