Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9822 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7062 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/05/2015 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yargı yolu nedeniyle davanın reddine dair verilen 15/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, tedavi hatası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı doktor tarafından yapılan göz ameliyatı sonrasında şikayetleri sonucunda yapılan muayenesinde mercek tırnağının içeride kırıldığının ve ancak kornea nakli ile görmesinin sağlanabileceğinin tespit edildiğini belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davalının....Hastanesi'nde doktor ünvanı ile çalıştığı, dava konusu ameliyatı hastanede görevi nedeni ile yapmış olduğu, davalının görevi nedeniyle yapmış olduğu eylemin idari bir eylem olduğu ve davaya adli yargıda bakılmayacağı belirtilerek, davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.İdari yargı yerlerinde açılacak davalarda husumetin kimlere yöneltileceğine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi gereğince, idari yargı yerlerinde ancak ilgili idari kuruluş dava edilebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri aleyhine idare mahkemelerinde dava açılamaz. Davacı, gerçek kişi olan davalı doktorun eylemi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürüp istekte bulunduğuna göre, davanın görüm ve çözüm yeri adli yargıdır.Kaldı ki, davaya konu edilen olayda;.....Devlet Hastanesi'nde doktor olan davalının yaptığı ameliyat sonucunda zarara uğranıldığı belirtilerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. Anayasa'nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabileceğine göre adı geçen davalıya husumet tevcih edilmesi de doğru değildir.Şu durumda, mahkemece, işin esası incelenerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.