MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/03/2013NUMARASI : 2011/387-2013/189Davacı A.. D.. vekili Avukat Y. Y.. tarafından, davalı M.. V.. aleyhine 09/09/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, davalının, MHP Kars İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programında yaptığı konuşma içeriğinde yer alan ifadelerle, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı ise, konuşmada davacının ismini zikretmediğini, konuşmada davacıyı hedef almadığını, hükümet tarafından uygulanan politikaların tutarsızlıklarını dile getirdiğini, muhalefet partisi olarak siyasi eleştiride bulunduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davalının muhalefette bulunan bir siyasi parti temsilcisi olarak, Kars İl Örgütü'nde partililere yönelik yaptığı konuşmada kullandığı "Sayın Başbakan, bugün Kaddafi'nin muhaliflerini desteklemek üzere Amerika'nın posta beygiri gibi habire Dışişleri Bakanını gönderiyor" şeklindeki ifadelerin, hakaret niteliğinde olduğu ve eleştiri sınırları aşılarak söylendiği, bu nedenle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile istemi kısmen kabul etmiştir.Davacı Dışişleri bakanı, davalı ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin baş danışmanı ve MYK üyesi olup siyasi hüviyete sahip kişilerdir. Tarafların siyasi kimlikleri de göz önünde bulundurulduğunda, konuşma bütünü itibari ile sert siyasi eleştiri mahiyetindedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarında da belirtildiği üzere siyasi hüviyete sahip şahısların kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere de katlanmaları gerekir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünün sadece "zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirler değil aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendiren ifadelerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği" belirtilmiş ve bu ifadeler var olmadan "demokratik bir toplum"dan söz edilemeyeceği vurgulanmıştır.Mahkemece bu yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.