Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9763 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11925 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiDavacı .... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/05/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminata yönelik istemin kabulüne, manevi tazminat isteminin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalı şirketin şikayeti üzerine yapılan baskında davacı şirkete ait kalıp, mamul ve yarı mamul ürünlerin işyerinden alınarak adli yediemin deposuna teslim edildiğini, şirket yetkilisi hakkında marka hakkına tecavüz davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde beraat kararı verildiğini, davalının temyiz etmesi neticesinde kararın onandığını ve bir süre sonra da davacıya tebliğ edildiğini, davacının yediemin deposuna gittiğinde iadesine karar verilen malzemelerin kullanılamaz hale geldiğini gördüğünü, davalının şikayeti sonucu elinden alınan kalıplar nedeniyle camiada hırsız, taklitçi olarak etiketlendiğini, kalıpların alınması nedeniyle uzun süre iş yapamadığını belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararının giderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını belirtmiş, davanın esası yönünden ise, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, maddi zarar yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresinin ürünlerin Cumhuriyet Başsavcılığınca davacıya iade edilmesi ve iadenin infazı için düzenlenen 10/07/2012 tarihinden başladığı, o nedenle maddi tazminat yönünden istemin dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğramadığı, manevi tazminat yönünden ise, zamanaşımı süresinin beraat kararının kesinleştiği 07/12/2011 tarihinden itibaren başladığı, zamanaşımının başladığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununa göre 1 yıl olan zamanaşımı süresinin 07/12/2012 tarihinde dolmuş olduğu gerekçesiyle, manevi tazminat isteminin zamanaşımının dolması nedeniyle reddine karar verilmiştir. 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan fiilin, aynı zamanda suç sayılan bir fiil olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir. Dava konusu fiil, olay gününde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCY’nin 267. maddesinde düzenlenen “iftira” eylemine mümas olup, olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesinde uzamış ceza zamanaşımı süresine bakılmalıdır.Davalı tarafça Cumhuriyet Başsavcılığına 28/07/2005 günü şikayet dilekçesi verildiğine ve eldeki dava 03/05/2013 günü açıldığına göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/e maddesi gereğince zamanaşımı süresi 8 yıl olup, ceza zamanaşımı süresi geçmeden eldeki davanın açıldığı kabul edilmelidir.Şu halde, açıklanan yönler gözetilerek, davalının zamanaşımı savunmasının reddiyle, manevi tazminat yönünden işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.Kabule göre de; davacının maddi ve manevi tazminat isteminin dayanağını oluşturan haksız eylem, davalı tarafça Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verilmesidir. Davacının maddi ve manevi zararlarına ilişkin tazminat istemleri, farklı haksız eylemlerden kaynaklanmadığına göre, zamanaşımı süresinin hem maddi, hem de manevi tazminat yönünden aynı şekilde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle zamanaşımı sürelerinin başlangıç tarihlerinin maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden ayrı ayrı değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 11/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.