Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9718 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8653 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... ve diğeri tarafından, davalı ... aleyhine 07/02/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar özetle; davalı ile aralarında sınır komşusu oldukları taşınmazlar hakkında çekişme olduğunu, mahkemece kendilerine teslim edilen bu taşınmazlardaki badem ağaçlarından badem toplamaları üzerine davalının kendilerini jandarmaya şikayet edip olay yerine jandarma gelmesi ile "ben sizin gibi hırsız değilim, hırsızlık yapmadım, hırsız bunlar bademimi topluyorlar" demek suretiyle alenen hakaret ettiğini ve sulh ceza mahkemesinde yargılanarak cezalandırılmasına dair hüküm kurulduğunu, davalının hukuka aykırı bu eylemi ile kişilik haklarına saldırarak zarar verdiğini belirterek manevi tazminat talep etmişlerdir.Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK'nın 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olaya gelince; olay tarihi, olayın oluş şekli, tarafların akrabalık durumu ve ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler bir arada gözetildiğinde davacılar yararına takdir olunan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.