Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9524 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1012 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/11/2013NUMARASI : 2012/340-2013/622Davacı C.. G.. vekili Avukat N. Ç.. tarafından, davalı O.. R.. aleyhine 23/05/2012 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı dava dilekçesinde, davalı idare bünyesinde veznedar olarak çalışan kamu görevlisi E. İ.. isimli kişinin zimmetine para geçirdiğini, bu paranın bir kısmının idarenin kendisine ödemesi gereken tutar olduğunu, bu alacağına istinaden davalı aleyhine icra takibi başlattığını, kamu görevlisi E. İ..'ın görevini kusurlu ve kurallara aykırı biçimde yapması sonucu oluşmuş zarar alacağının davalı O.. R.. sorumluluğunda olduğunu belirterek, davalı kurumun icra takibine yönelik itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı ise davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir.Davalı kurum, bir kamu kurumu olup, eylem ve işlemleri kamusal nitelik taşımaktadır. Davaya konu alacağın, davalı kurumda veznedar olarak çalışan görevlinin kendisine tevdii edilen görevi, kusurlu ve görev gereklerine aykırı olarak yerine getirmesi, davalı kurumun da gerekli tedbirleri almayarak bu duruma engel olmamasından kaynaklandığı savunulduğuna göre; istemin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerekmektedir. İtirazın iptali davası sırasında, icra takibinin temelini oluşturan ve aslı da idari eylem olan alacağın varlığının ve kapsamının hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi kabul edilemez.Diğer yandan, idari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı da verilemez. Bu durumda, istem idari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının istemi dinlenilebilir nitelikte değildir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek dava dilekçesinin reddedilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası çözümlenerek yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 09/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.