Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 947 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 756 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/10/2008 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/10/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının 30/06/2006 tarihinde........'ne verdiği beyanları ile kişilik haklarını ihlal ettiğini iddia etmiş ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, usulüne uygun davetiye tebliği ile duruşmalara çağırılmasına rağmen duruşmalara katılmamış ve beyan dilekçesi de sunmamıştır. Mahkemece; davalının beyanları nedeni ile davacının kişilik hakları ihlal edildiği tespit edilmiş ve davalı aleyhine manevi tazminata hükmedilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; yayın tarihinde.... Meclis Başkanvekili olan davalının 30/06/2006 tarihinde ......'nde "..." başlığı altında yayınlanan beyanlarında anılan odada yaşanan istifalar nedeni ile açıklamalarda bulunduğu ve aynı zamanda ... Başkanı olan davacı hakkında "Gerçekte sanayici olmayan biri kendisine sanayici adı veriyor, sonra da oturduğu yerden ahkam kesiyor. Sen kendi başına kibrit çöpü üretemezsin. Sen önce maaş aldığın fabrikayı kâr ettir. Ondan sonra haddin olmayan işlere burnunu sokmayı bir ara düşünürsün. Üstelik bir fabrikada müdür pozisyonunda bulunan bir kişinin nasıl kendisini sanayici olarak gördüğüne bir türlü anlam veremiyorum." şeklinde beyanda bulunduğuna göre; davalının davaya konu beyanlarının düşünce açıklaması niteliğinde olduğu, eleştiri sınırları içinde kaldığı ve davalının kişilik haklarına yönelik bir saldırı teşkil etmediği, hakaret içermediği anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece istemin tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.