MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/01/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının davacılardan ...'a yönelik temyiz itirazı reddedilmelidir.2-Davalının, davacılardan ...'a yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, hakaret ve tehdit nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan doğan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel Mahkemece, istemin kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalının, 08/10/2012 tarihinde davacı ...'a yönelik olarak hakaret, tehdit ve haksız kazanç sağlamak, ...'a yönelik olarak haksız kazanç sağlama, 12/12/2012 tarihinde ise davacılara yönelik olarak tehdit suçlamasında bulunduğunu, davalının bu eylemlerinin iftira olması nedeni ile davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, sürekli asılsız suçlamalar nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek, her bir davacı için ayrı ayrı ... manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuşlardır.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 12/12/2012 tarihli suçlamayla ilgili olarak; davacılar tarafından davalının tehdit edilmesine ilişkin olarak delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, idari tahkikat sırasında dinlenen tanıkların da tehdit içeren sözler duymadıklarını beyan ettikleri, ...'ın davalı hakkında iftira suçu işlediği iddiası ile yapılan suç duyurusu sonucunda iftira suçu ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, ... Mahkemesinde görülen davada ise, davalının davacı ...'e yönelik olarak “...” şeklindeki sözlerle hakarette bulunduğu kabul edilerek mahkumiyetine karar verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, davalının bu sözleri ile her iki davacıya karşı hakarette bulunulduğu kanatine varılarak, davacı ... için ... TL, diğer davacı ... için ... TL manevi tazminata karar verilmiştir.Dosya kapsamından; ... Mahkemesinin ...sayılı dosyasında, davalı ... ile davacı ...'ın katılan sanık olduğu, diğer davacı ...'ın ise taraf sıfatının bulunmadığı, yargılama sonunda davalı ...' in davacı ...'a yönelik "..." şeklindeki sözleri nedeniyle hakaret suçundan mahkumiyetine ve sonuç olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, davalının bu eyleminin davacı ...'a yönelik olmadığı anlaşıldığına göre, adı geçenin kişilik haklarının ihlalinden de söz edilemez. Açıklanan nedenlerle istemin bu davacı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde kısmen kabul kararı verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına bozulmasına, bozma nedenine göre davalının ...'a yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu bentde gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.