Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9461 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8253 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .. aleyhine .. gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen .. günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, kendisinin haberi olmadan, imzası taklit edilerek adına çıkarılan telefon hatlarına ilişkin fatura bedellerinin tahsili için aleyhinde yapılan haksız icra takibi ve haciz nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacının, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih itibariyle zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği, öğrenme tarihinden itibaren iki yıl içinde dava açılmadığı, dava konusu sahtecilik eylemi nedeni ile .. savcılığına suç duyurusunda da bulunulmadığı, ceza zamanaşımının uygulanmasını gerektirecek olgular da bulunmadığından bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu 60. maddesi haksız fiil nedeniyle tazminat davasının, zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağını düzenlemektedir. Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da bu uzun zamanaşımı süreleri uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. maddesinde ise tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı süresi öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, olayda bu zamanaşımı süresinin uygulanacağı açıkça düzenlenmiştir.Dosyanın incelenmesinde; davacının şikayeti üzerine ... sayılı dosyası ile özel belgede sahtecilik suçundan .. hakkında ceza davası açıldığı anlaşılmaktadır.Davaya konu olayda; uyuşmazlık konusu eylem ile ilgili ceza davası açıldığı da göz önüne alındığında, zamanaşımı davaya konu haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren eylemin niteliği de gözetildiğinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 66/1-e maddesinde öngörülmüş olan 8 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup dava tarihi itibariyle bu süre de henüz dolmamıştır.Şu halde; mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olmamış ve hükmün davanın esastan incelenip sonucuna göre karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine .. gününde oybirliğiyle karar verildi.