MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 27/12/2012 gününde verilen dilekçe ile kasten yaralamadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 12/05/2015 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 04/10/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat Yiğit Karahan geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, kasten yaralamadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, davalılardan ...'ın eski eşinin kardeşi, diğer davalıların da yeğenleri olduğunu, olay günü devam eden boşanma davaları hakkında görüşmek üzere eşinin evine gittiğini, kendisini içeri almaması üzerine oradan ayrıldığını, evden ayrıldıktan kısa bir süre sonra davalıların ellerinde sopalarla kendisine saldırarak darp ettiklerini, olay yerinde bayıldığını, bu saldırı sonucunda dizinde maluliyet oluştuğunu iddia ederek uğranılan zararın tazmini isteminde bulunmuştur.Davalılar, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, ceza davasında verilen hükmün maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğini belirterek istemin reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, yaralanma olayının davalılar tarafından gerçekleştirildiğinin kesin olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.Ceza mahkemesi tarafından davalıların mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen karar her ne kadar hukuk hakimi yönünden bağlayıcı değilse de; dosyadaki delil durumu, davalılar tanığı ve davacının eski eşinin de olay günü gece vakti davacının kendisi ile görüşmeye geldiği yönündeki beyanları ile davacının olay tarihinde yaralanmış olduğuna ilişkin doktor raporu da gözetilerek eylemin davalılarca gerçekleştirdiğinin kabulü gerekirken, yaralanma hadisesinin davalılar tarafından gerçekleştirildiğinin kesin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.