Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9402 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9346 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... ve diğeri vekili Avukat ....tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 06/08/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 04/10/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, yanlış tedavi nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, davalı doktorların yanlış teşhis ve tedavisi sonucu iç kanama geçiren çocuklarına soğuk algınlığı teşhisi konularak eve gönderildiğini, sonrasında çocuğun durumunun ağırlaştığını, 18 gün komada kaldığını ve hayat boyu böbrek yetmezliği sorunu yaşayacağını iddia ederek, uğranılan zararının davalılardan tazmini isteminde bulunmuşlardır.Davalılar, iddiaların doğru olmadığını belirterek istemin reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın esastan reddine karar verilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan sorumluluk hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Dosya kapsamından, davalıların davaya konu eylemi devlet hastanesinde ve görev sırasında gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalılar yasalar kapsamında idarece kendilerine verilen bir hizmeti yürütürken söz konusu eylem ve işlemleri gerçekleştirdiğinden; açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddedilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasına girilerek hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 04/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.