Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 935 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4036 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. (Kapanan Üsküdar 2) Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/12/2012NUMARASI : 2012/151-2012/482Davacı V.. Y.. vekili Avukat ..Y.. tarafından, davalı A. B.. Organizasyon Reklamcılık Matbaacılık Ltd. Şti. aleyhine 20/04/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı dava dilekçesinde, 19/03/2012 tarihli Yurt Gazetesi'nde yayımlanan "CHP İlçe Kongreleri-CHP Ümraniye'de Bıçaklı Kavga" başlıklı haberin yan kısmında, kendisinden izin alınmaksızın fotoğrafına yer verilmek suretiyle, haberle ilişkilendirilmeye çalışıldığını beyan ederek kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi zararının tazminini istemiştir.Davalı, kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu haberin yanında davacının fotoğrafının kullanılmasının, haberde anlatılan kavganın sorumlusu veya suçlusunun davacı olduğu hissini uyandırdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Dosya kapsamından, davaya konu haberde anlatıldığı üzere, gerçekten de CHP'nin Ümraniye ilçe kongresi sırasında kavga olayının yaşandığı ve bu kavgada bir kişinin bıçakla yaralandığı, davacının kongrenin yapıldığı salona kavgadan sonra gittiği, ayrıca davacının önceki dönemde partinin ilçe yönetiminde aktif olarak görev aldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu haberde davacının ismine ve kendisiyle ilgili herhangi bir bilginin bulunmadığı, haber başlığının "CHP İlçe Kongreleri- CHP Ümraniye'de Bıçaklı Kavga" şeklinde olduğu, haber içeriğinin yan tarafında ise davacının CHP logosu önünde gülerken çekilen fotoğrafına yer verildiği görülmüştür.Yukarıda açıklanan ilkelerle davaya konu haberin içeriği ve veriliş şekli bir bütün olarak değerlendirildiğinde; olaya ilişkin haber yazıldığı, haberin görünür gerçeğe uygun olduğu, düşünsel bağlılığın korunduğu, haberin yanında davacının fotoğrafının kullanılmasının veya davacının kongrenin yapıldığı yere kavga olayından sonra gitmiş olmasının gazetecilik tekniği bakımından ayrıntı niteliğinde olduğu, davacının siyasetin içinde yer alan bir kişi olması da göz önüne alındığında, somut olayda davacının kişilik haklarının ihlal edilmediği sonucuna varılmaktadır. Şu durumda; açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminatla sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.