MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2011/306-2013/259Davacı H.. A... vekili Avukat A. O..tarafından, davalılar ...Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti. vd aleyhine 17/08/2011 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla hakaret nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Davalı M.. K..'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde, Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kabul edilmiş; karar, davalılarca temyiz edilmiştir.Davacı, Türkiye'nin en eski yer hizmetleri kuruluşu olarak 28 yıldan bu yana tescilli Havaş markası olarak faaliyet gösterdiğini, davalılardan M.. K..'ın yazı işleri müdürü, ... Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin yayın sahibi olduğu .... gazetesinin 11/08/2011 günlü sayısında “Havaş korsanlarına kim dur diyecek” ve “Havaş işten çekilmiyor ihaleyi kazanan mağdur” başlıkları altında tüzel kişiliğine yönelik saldırı niteliğinde haber yayınlandığını bildirerek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar, davalı yazı işleri müdürüne husumet yöneltilemeyeceği, esas yönden de yayının habercilik ilkelerine uygun olarak yayınlanması nedeni ile haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu edilen haberin davacının ticari itibarına zarar verecek nitelikte kaleme alındığı takdir ve kanaatine varılarak istemin bir bölümünün müştereken ve müteselsilen davalılara ödetilmesine karar verilmiştir.5187 sayılı Basın Kanunun'un 13. maddesinde süreli ve süresiz yayınlarda hukuki sorumlular düzenlenmiştir. Buna göre süreli yayınlarda eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, yayın sahibi tüzel kişi şirketse, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde en üst yönetici, şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Davalı M.. K.. yazı işleri müdürü olup, 5187 sayılı Yasa'nın 13. maddesine göre hukuken sorumluluğu bulunmadığı görülmektedir.Şu durumda, davalı M.. K.. hakkındaki istemin husumet nedeni ile reddi yerine işin esasının incelenmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 2- Davalı ... Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'nın temyiz itirazlarının incelenmesinde,Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Kişilik hakları şahsa sıkı sıkıya bağlı, devredilemeyen ve vazgeçilemeyen haklar olup hayat beden ve ruh tamlığı, düşünce ve çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet, ad ve resim üzerindeki haklar olarak sayılabilir ve bu sayılanlarla da sınırlı değildir.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır. Somut olaya gelince; davacı tüzel kişiliğe haiz bir şirket olup 28 yıldır aynı faaliyet alanında hizmet vermekte ise de İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 30/11/2011 günü yapılan havaalanlarından yolcu taşıma işi ihalesini bir başka şirket kazanmıştır. Davacı tarafından ihalenin iptali istenmiş ise de İstanbul 11. İdare Mahkemesi istemi süre yönünden reddetmiştir. 24/06/2011 gününde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce davacı şirkete 01/07/2011 tarihi itibari ile hatlardan araçlarını çekmesi gerektiğine yönelik bildirimde bulunulmuştur. Dava konusu yayın tarihi itibari ile davacının araçları ile havaalanlarından yolcu taşımaya devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, dava konusu edilen haberin görünür gerçeğe uygun ve güncel olduğu, yayınlanmasında toplumsal ilgi ve kamu yararı bulunduğu sonucuna varılmalıdır. Haberin okuyucunun ilgisini çekmesi için çarpıcı bir başlık kullanılmış ise de bir gazetecilik tekniği olan ve ayrıntı niteliğindeki bu durumun, haberin hukuka uygunluk sınırları içinde kalması sonucunu değiştirmediği, bu şartlar altında basın özgürlüğünün davacının kişilik değerlerine üstün tutulması gerektiği ve davacının kişilik değerlerinin ihlal edilmediği sonucuna varılarak, istemin tümden reddi yerine kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı M.. K.. yararına, (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı .... Gazetecilik yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.