Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9317 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14402 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2012/314-2013/155Davacı M.. D.. vekili Avukat M.Ç.. tarafından, davalı M.. Ş.. vd aleyhine 22/08/2012 gününde verilen dilekçe ile hakaret nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı M.. Ş.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, hakaret nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar, davalı M.. Ş.. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalıların internet üzerinden kendisi hakkında hakaret içeren yazılar yazdıklarını, söz konusu eylemleri nedeni ile ceza mahkemesince yargılanıp mahkum olduklarını bildirerek 10.000 TL manevi tazminat ödetilmesini istemiştir. Davalı M.. Ş.., davacı ve babasının aynı üniversitede profesör olup rektör adayı olduklarını, seçim kampanyası süresince davacının babası aleyhinde sürekli gerçek dışı ithamlarda bulunduğunu, dava konusu yazıları davacının bu haksız saldırısına cevap olarak yazdığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillerden davalıların davacıya internet yoluyla hakaret ettikleri sübut bulmakla 5.000'er TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olaya gelince; taraflar arasındaki olayların gelişim biçimi, tarihi, davacı ile davalının ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle bozulmasına, davalı M.. Ş..'in öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.