MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/11/2012NUMARASI : 2010/508-2012/457Davacı N.. D.. vekili Avukat Y. O..tarafından, davalı Akbank A.Ş. Genel Müdürlüğü aleyhine 08/12/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 06/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı bankanın ortağı olduğu şirkete ait çekin karşılıksız çıkması üzerine başlatılan soruşturma sırasında, çekteki imzanın kendisine ait olduğunu bildirdiğini, hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan dava açılıp mahkum olduğunu, kararın Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince tebliğ edilerek kesinleştirildiğini, hakkında yakalama kararı çıkarılması üzerine bu olaydan haberdar olduğunu, yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunduğunu, yeniden yapılan yargılamada imza incelemesi sonucu çekteki imzanın bilirkişi incelemesi ile kendisine ait olmadığının ortaya çıktığını ve beraat ettiğini, davalı bankanın haksız eylemi ile yargılanıp mahkum olduğunu ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı ise, soruşturma sırasında soruşturma makamının müzekkeresine cevap verildiğini, davacının yargılanıp ceza almasına etkilerinin olmadığını, eylemi ile davacının ileri sürdüğü zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının karşılıksız çek keşide etmek suçundan yargılandığı, davacıya tebligatları Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince yapıldığı, davacının yargılamaya katılmadığı, davacının yargılanıp ceza almasına davalı bankanın yazısının katkısının bulunmadığı, çekteki imzanın davacıya ait olduğu hususundaki yazıda bankanın kast ve ihmalinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından davacının, çeki karşılıksız çıkan şirketin ortağı olduğu, soruşturma makamı tarafından yazılan ilk yazıya verilen cevapta şirketin yetkili temsilcisinin isminin ve imza sirkülerinin gönderildiği, ancak ikinci defa yazılan müzekkereye verilen 16/01/2008 tarihli cevap ile karşılıksız çıkan çekteki imzanın davacıya ait olduğu hususunun kesin bir şekilde bildirildiği anlaşılmaktadır. Şu halde davalı bankanın bu yazısı üzerine davacının yargılanıp mahkum olduğu, hakkında yakalama kararı çıkartıldığı, şu halde davalı bankanın ihmalinin de ortaya çıkan bu duruma katkısının bulunduğu kabul edilerek tarafların olaydaki kusur durumları da dikkate alınarak uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken istemin tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.