Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yerel mahkemece verilen hüküm dairemizin 15.12.2003 gün ve 2003/15025-2003/14736 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK.nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, alacak istemine ilişkindir. Davacı, davalı spor kulübünün 3289 sayılı yasa gereği ödenmesi gereken hasılat payını istemektedir. Mahkemece, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiştir. Bu kararın onanması üzerine davacı bu kez onama kararının düzeltilmesini istemiştir. Davalı bir spor kulübü olup, yasal statü itibariyle dernek niteliğinde özel hukuk tüzel kişisidir. Diğer bir anlatımla bir kamu kurum ve kuruluşu değildir, idare mahkemelerinde ancak kamu kurum ve kuruluşları (idare) dava olunabilir. Gerçek kişilerin ve kamusal nitelik taşımayan özel hukuk tüzel kişilerinin (derneklerin, kooperatiflerin) idari yargıda dava olunabilmesine yasal olanak yoktur. Bir derneğin yasadan kaynaklanan borcunu ödememesine ilişkin bu davada, idari yargı merciinin görevli olduğuna karar verilmesi idare hukuku ilkelerine ve İdari Yargılama Usulü Yasasına açıkça aykırıdır. Dairemizin 4.7.2002 tarihli bozma ilamında görevden söz edilmekte ise de, açıkça idari yargının görevli olduğu yazılmamış, görev sözcüğü bu anlama gelecek tarzda kullanılmamış, aksine 6183 sayılı Yasa uyarınca davacının işlem yapması gerektiği anlatılmak istenmiştir. Şu durum karşısında, bozma kararı yanlış yorumlanarak mahkemece uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, dava konusu alacağın mutlaka 6183 sayılı yasa gereğince işleme tabi tutulmasını gerektiren yasal bir düzenleme de söz konusu değildir. Bu nitelikte bir alacağın genel hükümlere göre dava yoluyla istenmesine hukuki bir engel de yoktur. Bu itibarla alacaklı, dilerse 6183 sayılı Yasa gereğince dilerse dava yoluyla alacağını isteyebilir. Şu durum karşısında, mahkemece işin esasının incelenip sonuçlandırılması ve bu bağlamda 4.10.2001 tarihli ilk mahkeme kararını davalının temyiz etmediği davacının ise faiz yönünden temyiz ettiği gözetilerek ve dairemizin dosyaya sunulan emsal kararlarında da açıklandığı üzere temerrüde düşürmenin yasadan kaynaklanan alacaklarla söz konusu olmadığı, maçların oynandıkları tarihi izleyen üç iş günü sonrasından yasal faiz başlatılmak suretiyle davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekmektedir. Şu durum karşısında yukarıda açıklanan hususları amaçlayan karar düzeltme isteğinin kabul edilmesi gerekmiştir. Sonuç : HUMK.nun 440 ve devamı maddeleri gereğince karar düzeltme isteğinin kabulüne, dairemizin 15.12.2003 tarih ve 2003/15025-2003/14736 sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve karar düzeltme isteyen davacıdan önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan tashihi karar harcının istek halinde geri verilmesine 8.7.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.