Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9149 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14072 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Sivas 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/02/2013NUMARASI : 2009/301-2013/37Davacı A.. K.. (muris) vekili Avukat T. Y.. tarafından, davalılar M.. T.. vdl aleyhine 14/11/2007 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı D.. M.. yönünden husumetten reddine, davalılar N.. E.., C.. T.., B.. K.., M.. K.. ve M.. T.. yönünden ise kısmen kabulüne dair verilen 19/02/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar N.. E.., C.. T.., B.. K.., M.. K.. ve M.. T.. ile davacı mirasçıları vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davacıların, davalılardan D.. M..'na yönelik temyiz istemi yönünden:Dava, kamu görevlilerinin görevlerini yaparken, kusuru sonucu kişilere zarar vermesinden kaynaklanan ve zarar görenin kamu görevlileri ve idare aleyhine açtığı tazminat davasıdır. Davacılar, davalı D.. M.. tarafından alınan karar uyarınca, davalılar tarafından murislerine ait dava konusu taşınmazlarda bulunan ağaçların kesildiğini ve tel çitlere zarar verildiğini beyanla, uğranılan zararının davalılardan tazminini talep etmişlerdir.Davaya konu zarar, kamu hizmeti niteliğindeki idari faaliyetlerin yürütülmesi sırasında meydana gelmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2. maddesi hükmünce talep bir tam yargı davası niteliğindedir ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir. 6100 sayılı HMK.114 maddesinde de yargı yolu dava şartları arasında sayılmış olup dava şartlarının mevcudiyeti mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilecektir. Bu durumda mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmesi gerekirken esastan incelenmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.2-Davacıların, davalılardan N.. E.., C.. T.., B.. K.., M.. K.. ve M.. T..'e yönelik temyiz istemi yönünden;Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.(TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen somut olayda; köy muhtarı ve azaları olan, kamu görevlisi sıfatını taşıyan davalıların eylemi nedeniyle tazminat isteminde bulunulmuştur.Şu durumda, yerel mahkemece kamu görevlisi olan davalılar hakkında, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davalılardan N.. E.., C.. T.., B.. K.., M.. K.. ve M.. T.. yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacıların ve davalılardan N.. E.., C.. T.., B.. K.., M.. K.. ve M.. T..'in diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.