MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/02/2013NUMARASI : 2012/482-2013/65Davacı A.. T.. vekili Avukat B.B..tarafından, davalılar ... Başkent Organizasyon Danışmalık Reklamcılık Matbacılık Ltd. Şti. vdl. aleyhine 14/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın D.. Ö.., Ü.. Ö.. ve A.. R.. yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 05/02/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava; basın yolu ile kişilik haklarına haksız saldırı hukuksal nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı; ...Gazetesinin 19 Şubat 2012 tarihli nüshasında yayınlanan yazılarda geçen "becerikli bay A...”, “Akp'nin yeteneklisi”, “Yetenekli bay Ripley'imiz A.. T..” ve “Becerikli A...'ın süper pervaneleri” ibareleri ile kişilik haklarına haksız şekilde saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalılar vekili davanın reddine karar verilmesi savunmasında bulunmuştur.Mahkemece, davalılar D.. Ö.., A. R..ve Ü.. Ö.. yönünden istemin husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; karar davalılar tarafından temyiz olunmuştur.Mahkemece, davaya konu yayının (yazının) tetkikinde 19 Şubat 2012 tarihli nüshasının ilk sayfasında davacının Türk Telekom'un Hariri ailesine satışına aracılık ederek komisyon aldığı, Silivri ilçesinde santral kurmak için tarımsal arazi niteliği korunacak alandan çıkarılmasını sağladığı ve bu surette haksız ve hukuka aykırı menfaatler elde ettiğinin düşünülmesine yol açacak şeklide haber yapıldığı gibi “AKP'nin yeteneklisi” başlığıyla Amerikalı yazar Patricia Highsmit'in Yetenekli Bay Ripley isimli roman kahramanına benzetildiği ve roman kahramanının kendisini sevmeyen, kompleksli bir adam olduğu, kendisine başarılı ve güçlü kişilerin kimliğini yakıştırarak başkalarının kimliğinde yaşadığının açıklandığı, haberde davacının bu roman kahramanına benzetildiği, yapılan haber ve benzetmelerle davacının şeref ve saygınlığına saldırıda bulunulduğu, haberde yer alan satış ve tarımsal arazi niteliğinden çıkarılma konusunda davacının tasarrufunun olamayacağı ve haberin basın özgürlüğü ile bağdaşır bir tarafı olmadığı kabul edilerek bir miktar manevi tazminata karar verilmiştir.Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Davaya konu olayda; dosya içeriğinden, genel olarak yazı bir bütün olarak dikkate alındığında, davacının rüzgar enerji santrali kurma aşamasındaki gelişmeler ve yaşananların değer yargılarına da yer verilerek eleştirel bir dille aktarıldığı, ilk sayfadaki “becerikli” nitelemesi ile ilgili davacı ile dava konusu yayın öncesinde Radikal Gazetesi tarafından yapılan bir röpörtajda da davacının “...Türk Telekom ihalesine sayemde giren iki grup kapışınca Telekom'un değeri artı. Beceriklilik buysa evet ben becerikliyim ve becerimle gurur duyuyorum” demesi de nazara alındığında, yapılan haber ve yazılarda eleştiri sınırlarının aşılmadığı, anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı söz konusu değildir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin tümden reddi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile bir kısım davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.