Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9078 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8272 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/12/2013 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve icra-inkar tazminatı istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, Avukatlık Kanunu'nun 164 ve 165. maddelerinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı avukat; dava dışı ....vekili olarak davalıya karşı icra takibi başlattığını, ayrıca davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açtığını, davanın kabul edildiğini, bunun üzerine takibe devam edip davalının mallarını haczettirdiğini, daha sonra müvekkili ile davalının harici olarak anlaştıklarını, müvekkilinin kendisini azlettiğini ve vekalet ücreti alacaklarını alamadığını, alacağını tahsil amacıyla başlattığı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, Avukatlık Kanunu'nun 164. ve 165. maddesi uyarınca sulhun tarafı olan davalının da vekalet ücretinden müştereken sorumlu olduğu belirtilerek, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164/4 maddesinde; “...Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir.” hükmü ile yine aynı kanunun 165. maddesinde “İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” hükmü düzenlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının, dava dışı .... avukatı olduğu, davalı aleyhine icra takibi başlatılması hususunda anlaştıkları, ancak aralarında avukatlık ücreti için yazılı ücret sözleşmesi imzalamadıkları, davacının .....sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığı ve davalının da takibe itiraz etmesi üzerine .....sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. ./..-2-Davacı, dava dilekçesinde müvekkili tarafından haksız olarak azledildiğini, şifahi olarak takip ve dava için %15 üzerinden anlaştıklarını, yazılı sözleşme olmadığından tarife oranlarının esas alındığını belirtmiştir. Yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca, her iki tarafın müteselsilen sorumlu olduğu avukatlık ücreti, davanın kabulü veya reddi ya da takibin sonuçlanması halinde, yargılama gideri olarak hasma tahmil edilecek olan ücrettir. Davacının kendi müvekkili ile arasındaki vekâlet ilişkisine göre hak ettiği akdi vekalet ücretinden, bu ilişkinin dışında bulunan davalı sorumlu tutulamaz. Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi, vekalet ilişkisine göre alınacak ücreti kapsamamaktadır. Dosya kapsamından, davacının vekil sıfatıyla açtığı itirazın iptali davasının kabulüne karar verildiği ve sonuçta lehine yasal vekalet ücretine hükmedildiği anlaşıldığından davacının itirazı iptali davası bakımından davalıdan yasal vekalet ücretini talep etme imkanı bulunmamaktadır. Ancak davacının vekil olarak başlattığı takibin devamı sırasında davalı ile dava dışı müvekkilinin harici anlaşmasından dolayı azledildiği için hasma tahmil edilen yasal icra vekalet ücretinden mahrum kaldığı anlaşılmaktadır. Şu halde; davacının davalıdan talep edebileceği tek ücret icra takibi sonucunda hüküm altına alınacak ve hasma tahmil edilecek olan yasal icra vekalet ücreti iken, mahkemece yanılgılı gerekçe ile hem takip hem de dava için ayrı ayrı vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulması doğru değildir. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA,bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.