MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 25/09/1998 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; usulsüz kredi kullandırılmasından dolayı uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı ... görevli olan davalıların, mevzuat ve genelgelere aykırı hareket ederek usulsüz kredi kullandırmalarından dolayı bankanın uğradığı zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar, kredilerin verilmesi sırasında kusurları olmadığını ve zarar doğmadığını beyanla istemin reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, benimsenen bilirkişi görüşü uyarınca, dava konusu kredilere ilişkin başlatılan icra takiplerinin aciz vesikasına bağlanmamış olması nedeni ile tahsil imkanı olup olmadığının belli olmadığı, davacının, davalı personeline rücu imkanının karar tarihi itibari ile doğmadığı kanaati ile istemin reddine karar verilmiştir.Davalıların, davaya konu edilen kredilerin verildiği dönemde, davacı bankanın ... çalışanları ve kredilerden sorumlu olan personel oldukları taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Verilen kredilerdeki usulsüzlüklerden dolayı davalılar, kredi alan dava dışı kişiler ile birlikte ağır ceza mahkemesinde yargılanmışlar, ancak davalılar yönünden açılan kamu davası zamanaşımından dolayı ortadan kaldırılmıştır. Dava dışı kişiler hakkındaki yargılamanın ise devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır.Karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 50. ve 51. maddeleri uyarınca, haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar gören, dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden veya birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle davacı banka, asıl kredi borçluları ile birlikte kredilerin verilmesinde kusurları olduğunu iddia ettiği personelinden tahsilde tekerrür olmamak üzere alacağını isteme hakkına sahip olup, mahkemenin yanılgılı gerekçe ile davayı reddetmesi doğru olmamıştır.Şu durumda, dava konusu edilen kredilerden dolayı dava dışı kişiler hakkında devam etmekte olan kamu davasının sonucu araştırılmalı, davalıların kredilerin verilmesi sırasındaki bankadaki görevleri gözetilerek bankanın kredi kullandırılmasına ilişkin usul ve esasları çerçevesinde kusurları araştırılıp, gerekirse uzman bilirkişi görüşüne başvurularak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin zararın doğmadığı gerekçesi ile reddi doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 25/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.