MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiDavacı Tasfiye Halinde ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 02/02/2010 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'nın temyiz itirazlarına gelince; Dava, usulsüz kredi kullandırılması sonucu oluşan banka zararının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı banka görevlileri tarafından, kredi kullandırılan şirketler hakkında olumsuz istihbarat raporuna rağmen usulsüz kredi kullandırılması nedeni ile oluşan banka zararının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar ise, süresinde zamanaşımı defiini ileri sürerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu banka alacağının, 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile bu kanuna 5020 sayılı Kanunu'nun 27. maddesi ile eklenen ek 5. madde kapsamında kaldığı ve aynı madde ile hazine ve fon alacaklarına uygulanan hükümlerin davacı banka alacağı içinde uygulanması gerektiği, 5411 sayılı Bankalar Kanunu'nun 141. maddesine göre dava konusu banka alacağının 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilerek davalıların zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmiş; alınan bilirkişi raporu ve davalıların belirlenen sorumluluk oranlarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davaya konu edilen olayda; davalılar, davacı bankanın Aydın Şubesi ve Ege Baş Müdürlüğü Kredi Komitesi'nde görevli ve dava dışı şirketlere usulsüz kredi kullandıran banka çalışanları olup, 4389 sayılı Kanun ve bu Kanuna 5020 sayılı kanun ile eklenen ek maddesi hükümleri ile 5411 sayılı Bankalar Kanunu hükümleri kapsamında belirtilen bankanın hakim ortakları veya bankanın yöneticisi konumunda değildirler. Davaya konu alacak, davalı banka görevlilerinin görevlerini ihmal ederek hakkında olumsuz istihbarat raporu olan şirketlere kullandırılan ve geri ödemesi yapılmayan usulsüz kredi kullandırmalarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle dava konusu alacak nedeniyle 20 yıllık zamanaşımı süresi uygulanması doğru değildir. Olayda uygulanacak zamanaşımı süresi haksız fiil hükümlerinden kaynaklanan 818 sayılı BK'nun 60. maddesinde (6098 sayılı TBK'nun 72. maddesi) düzenleme altına alınan zamanaşım sürelerinin uygulanması gerekir.Dava konusu usulsüz kredilerin, 1998 yılında kullandırıldığı, Yüksek Disiplin kurulunun 10/10/2002 tarih ve 190 sayılı kararı ile davalıların mali yönden sorumluluklarına ilişkin karar verildiği ve bu kararın bankanın en yüksek kurulu olan yönetim kuruluna sunulmasına karar verildiği, davanın ise BK'nın 60/1 maddesine ön görülen 1 yıllık zamanaşımı süresi ile suç tarihi itibari ile yürürlükte bulunan TCK'nın 102/4 maddesinde belirtilen 5 yıllık uzamış zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece davanın zamaaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenler ile davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... yararına BOZULMASINA, davacının temyiz itirazlarının ise ilk bentte açıklanan nedenler ile reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/07/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.