MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 20/09/2002 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar ..., ..., ..., ..., ... vekillleri tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalıların ... .... Toplu Yapı Yönetiminde olduklarını, yönetim adına çıkartılan Ağustos 2002 tarihli bültende kendisine hakaret edildiğini, haksız olarak şikayete uğradığını, şikayet dilekçesi içeriğinde de kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, iddiaların asılsız olduğunun davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde Ağustos 2002 tarihli bülten ve Eylül-Ekim 2002 tarihli bülten içeriğinde davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi, belge ve tanık anlatımlarından davacının oğlunun .. ... 2. etap toplu yapı içinde market işlettiği, davalıların bir kısmınında aynı yerde iş yerlerinin bulunduğu, diğerlerinin ise toplu yapı yönetiminde bulundukları, taraflar arasında aidat yüzünden husumet doğduğu, tarafların karşılıklı olarak birbirlerini şikayet ettikleri, bir kısım davalılarca davacının savcılığa şikayet edilmesi Anayasa 36. maddede düzenlenmiş bulunan hak arama özgürlüğü kapsamında kalmakta olup, davalıların tanıklarının anlatımlarından şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların somut olayda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu edilen toplu yapı yönetimi tarafından çıkartılan Ağustos 2002 tarihli bültende ise, toplu yapı içinde yaşananların, yorum katılmadan, haber niteliğinde yazıldığı, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Eylül-Ekim 2002 sayılı bülten ise dava konusu edilmemiş olup zaten davanın açıldığı tarihte henüz yayınlanmamıştır. Şu durumda, dava konusu edilen Ağustos 2002 tarihli bülten içeriğinde davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, davacının adli makamlara şikayet edilmesinin hak arama sınırları içinde kaldığı ve hakkın kötüye kullanılmadığı yönünde yeterli emare bulunduğu sonucuna varılarak istemin tümden reddi yerine kısmen kabulü doğru olmamış kararın gösterilen nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.