MAHKEMESİ : Tirebolu Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2009/336-2013/355Davacılar L.. D.. vd. vekili Avukat .. tarafından, davalı T.. Ş.. aleyhine 29/09/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflarca süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacılar, davalının, şirket aleyhinde icra takibi yaptığını, borcun haricen ödenmesine karşın takibe devam edilerek şirketin üretimde kullandığı makinelerin haczedilip muhafaza altına alındığını, davalı aleyhinde menfi tespit davası açarak davayı kazandıklarını iddia ederek şirkete ait üretimde kullanılan makineleri geri almış olmakla birlikte aradan geçen zamanda makinelerin davalı tarafından kullanılmış olmasından dolayı yıpranma payı ve kar mahrumiyeti nedeni ile uğranılan maddi tazminat ve her bir davacı yararına manevi tazminat ödetilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2008/2955 Esas 2008/3591 Karar sayılı ilamı ile sair temyiz itirazlarının reddine, kâr mahrumiyetine yönelik alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeni ile kararın taraflar yararına bozulmasına karar verilmesi üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda, görüşüne başvurulan ikinci bilirkişi heyeti raporu uyarınca maddi ve manevi tazminat istemlerinin birer bölümünün kabulüne karar verilmiştir.Dosya arasındaki bilgi, belge ve bilirkişi raporlarından, mahkemece taraflar yararına kararın bozulmasından sonra kâr mahrumiyetine yönelik istem hakkında 2 kez bilirkişi görüşüne başvurulduğu, ilk bilirkişi heyetinin davacı şirketin 02/10/1995 tarihinde SGK ya verdiği dilekçe ile Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında işçi çalıştırılmadığı için 1995/2. dönem bordrosunu vermeyeceğini bildirdiği, yani davacı şirketin 1995 yılının Mayıs ayından itibaren işçi çalıştırmadığı ve üretim yapmadığı anlaşılmakla 22/03/1996 tarihinde üretimde kullanılan makinelerin haczedilip sökülmesi nedeni ile kâr mahrumiyeti hesabı yapılmasını gerektirir illiyet bağı bulunmadığını bildirdikleri, ikinci bilirkişi heyetinin ise davacı şirketin 1995 yılının Mayıs ayından itibaren işçi çalıştırmaya son vermiş bulunmasına karşın denkleştirici adalet gereğince üretimde kullanılan makinelerin sökülmemesi halinde 3.847,07 TL kâr elde edileceği ancak kâr mahrumiyeti ile birlikte menfi zarar olan makinelerdeki değer kaybının birlikte istenemeyeceğini bildirdiği görülmüştür. Şu durumda mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davacı şirketin üretimde kullandığı makinelerin haciz ve muhafaza edilmesinden önce üretimin sona erdirildiği bu nedenle kâr mahrumiyeti nedeni ile istenen munzam zararın ispat edilememesi nedeni ile reddi yerine, davacı yararına 3.847,07 TL kâr mahrumiyeti hesaplayan ancak hem kâr mahrumiyeti nedeni ile munzam zarar hem de makinelerdeki değer kaybından dolayı menfi zararın birlikte isteyemeyeceği yönündeki rapora rağmen bozmadan önce verilen ve bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleşen makinelerdeki değer kaybı için hükmedilen 4.702,75 TL yanında 3.847,07 TL kâr mahrumiyeti nedenine dayalı maddi tazminat ödetilmesine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.3-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı şirket haksız haciz nedeni ile maddi ve manevi tazminat, davacı gerçek kişi ise şirketin yönetim kurulu başkanı olmasından dolayı manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece istemin kabul ve ret oranına göre yargılama giderleri paylaştırılmış ve yargılama giderleri arasında bulunan vekalet ücretine de kabul ve ret oranına göre hükmedilmiş ise de davacı L.. D..'nin maddi tazminat istemi bulunmadığı gözetilmeden maddi tazminat isteminin reddedilen bölümü yönünden hükmedilen vekalet ücretinden diğer davacı ile birlikte sorumlu tutulmuş bulunması doğru olmamıştır. Bu nedenle dahi kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına, (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA; tarafların öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 29/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.