Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8913 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14457 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/12/2012NUMARASI : 2011/369-2012/681Davacı A.. L.. vekili Avukat ..tarafından, davalı M.D.. U.. vd aleyhine 27/07/2011 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı M.D.. U.tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince, dava basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiş, karar davalı M. D..U.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu haberde, "Tuğgeneral Lapanta'nın Pişmanlığı, Keşke Jandarma'nın talimatlarına uysaydık" başlığı altında: "Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının hayatını kaybettiği helikopter kazasında arama çalışmalarının başında bulunan Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral A.. L.., Genelkurmay'dan gelen koordinatlar yerine, Jandarma Genel Komutanlığı'ndan gelen koordinatlar üzerinden arama yapılsaydı, belki kurtulan olurdu dedi" ifadelerine yer verilmiştir.Davacı, davalı gazetede diğer davalı tarafından yapılan haber içeriğinde geçen türde bir açıklamada bulunmadığını, arama kurtarma çalışmalarının İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Kahramanmaraş İl Valisi nezaretinde yürütüldüğünü, tüm kurumlardan gelen sinyal bilgilerinin değerlendirildiğini, gerçek dışı haber yapılması nedeni ile uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı M.D..U.., Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin yaşamını yitirdiği helikopter kazasının ardından enkaza 2 gün boyunca ulaşılamadığını, davacının bu arama çalışmalarının başındaki kişi olduğunu, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu ve TBMM Meclis Araştırma Komisyonu raporlarına göre yüzlerce kilometre karelik alanın gereksiz yere arandığını, sonuçta enkazın köylüler tarafından bulunduğunu, bu olay nedeni ile soruşturma açıldığını, davacının şüpheli sıfatı ile ifade verdiğini, davacının memleketinde hemşehrilerine kendisine yöneltilen eleştirilerin haklılığını itiraf ettiğini, haberin yayınlanmasında kamu yararı bulunduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu haber içeriğinin gerçek olmaması nedeni ile davacının kişilik hakları ihlal edildiğinden 7.500 TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, BBP genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonrasında yürütülen arama kurtarma çalışmalarının başında resmi olarak görevli olmasa da davacının bulunduğu, Başbakana brifing verirken çekilmiş fotoğrafının dahi olduğu, ne var ki helikopter enkazına 2 gün boyunca resmi görevliler tarafından ulaşılamadığı, vatandaşlar tarafından bulunup görevlilere bildirildiği, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu ve TBMM Araştırma Komisyonu raporlarında, sinyal bilgilerinin doğru değerlendirilmediği ve yanlış yerlerin 9 kez aratıldığı bilgilerinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu haber içeriğinde, davacının memleketinde hemşehrileriyle yaptığı sohbet sırasında "Genelkurmay'dan gelen koordinatlar yerine Jandarma Genel Komutanlığından genel koordinatlar üzerinden arama yapılsaydı, belki kurtulan olurdu," biçiminde açıklama yaptığı iddia edilmiş ancak bu yönde bir açıklama yaptığı davalılar tarafından ispat edilememiştir. Haberin bu yönü itibari ile gerçeğe uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, helikopter kazasından sonra enkazın resmi görevliler tarafından değil de vatandaşlar tarafından 2 gün sonra bulunduğu, 2 gün boyunca arama kurtarma çalışmasına katılan görevlilere yanlış yerlerin aratıldığı, konu hakkında soruşturma açıldığı, TBMM Araştırma Komisyonunca ve Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulunca incelendiğine ilişkin kısımların basının haber verme, toplumun bilgi edinme hakkı kapsamında olan gerçek ve güncel niteliği haiz olması nedeni ile yayının bütün olarak değerlendirilmesi ve davacının yapmadığını iddia ettiği açıklama bölümü yönünden yayın tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 49/son maddesi uyarınca tazminat ödetilmesi yerine davacının kişilik haklarına saldırıyı kınayan bir karar verilmekle yetinmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması doğru olamamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalı M.D.. U..nun öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.