MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 25/02/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, tacirler arası haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ... adına kazı çalışması yapan diğer davalı yüklenici şirket tarafından 18/10/2004 ve 28/10/2004 tarihlerinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında, kendilerine ait içme suyu şebekesine zarar verildiğini belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı ..., davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacı ...'nün olur verdiği tarih nazara alınmış ve zamanaşımı defi reddedilerek, 23/05/2011 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davaya konu haksız eylemler 18/10/2004 ve 28/10/2004 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Davacı ...'nin teknik personeli tarafından, davaya konu eylemler aynı gün öğrenilmiş ve tutanağa bağlanarak hasar giderilmiştir. Hasar bedelinin ödenmesi içinde davalılara 08/11/2004 tarihinde yazı ile bildirimde bulunulmuştur.Davacı ..., haksız eylem nedeniyle oluşan zararın yasal yollardan tahsili için 26/12/2008 tarihinde olur verildiğini belirterek; iş sahibi ... ile yüklenici ... aleyhine 25/02/2009 tarihinde eldeki davayı açmış, davalı ... ise zamanaşımı definde bulunmuştur.Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi isteminden ibarettir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi uyarınca; haksız eylemden doğan zararın tazminine ilişkin davalar, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde haksız eylem tarihinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Davaya konu haksız eylemlerin meydana geldiği ve öğrenildiği 18/10/2004 ve 28/10/2004 tarihleri ile davanın açıldığı 25/02/2009 tarihi arasında bir yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Davacı ..., tüzel kişi tacir sıfatını haizdir. Bu nedenle basiretli davranarak, olay günü haberdar olduğu zararı nedeniyle, zarar veren hakkında 818 sayılı BK.'nun 60. maddesinde belirtilen bir yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açması gerekir. Tacir olanlar için dava açma konusunda emir vermeye yetkili makamın olur tarihinin zamanaşımı süresinin başlangıcı için esas alınması doğru değildir. Zira tacirler, işletmeleri ile ilgili zararların takibinde gerekli özeni göstermek durumundadırlar. Şu durumda davanın zamanaşımından reddi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin işin esası incelenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.