MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 20/04/2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur. Davacı avukat olduğunu, müvekkilinin davalılardan olan alacağının tahsili için başlattığı icra takibinin müvekkilinin davalılar ile anlaşarak dosyadan feragat etmesi nedeni ile sona erdiğini ancak avukatlık ücretinin ödenmediğini ücret alacağı için başlattığı icra takibine davalıların itiraz ettiğini, açtığı itirazın iptali davasında ücretinin takibe konu tutardan daha fazla olduğunun bilirkişi raporu ile saptandığını, fazlaya ilişkin bölüm yönünden yeniden icra takibi yaptığını, davalıların ikinci kez itiraz ettiklerini, itirazlarının haksız olduğunu iddia ederek iptali ile inkar tazminatı ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davacının ücret alacağını kendilerinden isteyemeyeceğini davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/246 esas sayılı dosyasında davacının alacağının 29.918 TL olarak hesaplandığı, takibe konu olan tutar yönünden itirazın iptaline karar verildiği, kararın onandığı, bakiye alacak için başlatılan icra takibinin de haksız olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile itirazının iptaline ve inkar tazminatı ödetilmesine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının avukatlık ücreti alacağını hesaplayarak davalılar aleyhinde takip başlattığı, davalıların itirazı üzerine davacı yanca açılan itirazın iptali davasında avukatlık ücreti alacağının takip konusu tutardan daha fazla hesaplandığı, bu karar kesinleşmeden bakiye kısım yönünden yeni bir icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece alacağın likit olduğundan bahisle itirazın iptali ile birlikte inkar tazminatına da hükmedilmiş ise de takip tarihi itibari ile asıl icra dosyasına itirazın iptaline ilişkin verilen karar kesinleşmediğinden ve alacağın yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte olduğu açıkça ortada olduğundan davalıların icra inkar tazminatından sorumlu tutulmasına yasal olanak bulunmamaktadır.Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilmeden davalıların icra inkar tazminatı ile de sorumlu tutulmuş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirir ise de anılan yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığından HUMK.’nun 438/7. maddesi uyarınca, icra inkar tazminatının hüküm fıkrasından çıkartılması ile kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının birinci paragrafının “...alacak bilirkişi raporunda gösterilmiş ve likit olduğundan ve davalı tarafından bilinebilir nitelikte olduğundan asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine...” sözcük dizisinin tümden silinerek hüküm fıkrasından çıkartılmasına, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.