Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8855 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10228 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl. aleyhine 18/12/2006 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, kasten yaralama nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. a)Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Yine, Borçlar Kanunu'nun 49. maddesine göre, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır.hükmedilecek bu para zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Kanunun taktir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nesafetle hüküm vereceği Medeni Kanunun 4. maddesinde belirtilmiştir. Taktir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olaydaki yaralanmanın ve kusurun derecesi ve yukardaki ilkeler göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst derecede manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken; az miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. b)Davacı taraf, davalıların tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılar haksız eylem faili olarak davacının yaralanması sonucu oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. İstemin de bu yönde olduğu gözetilmeksizin mahkemece, davalıların ayrı ayrı tazminata mahkum edilmeleri de doğru görülmemiş kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2-a ve b) numaralı benttlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalıların tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.