Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8845 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11710 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 12/12/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kasten yaralamadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz olunmuştur.Davacılar, davacı ...'in davalı ... ile nişanlı olduğunu, olay günü davalılar tarafından evlerinin kapısının kırılarak darp edildiklerini iddia ederek, uğranılan zararın tazmini isteminde bulunmuşlardır.Davalılar, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacıları ziyarete gittiklerini sonrasında davacıların tartışma çıkardığını, davacılara saldırmadıklarını belirterek istemin reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların eyleminin davacıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Kanunu’nun 47. (TBK/56) maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda; olayın oluş şekli, olay tarihi, davacıların yaralanma derecesi tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı fazla olmuştur, daha alt düzeyde tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.