MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/07/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 05/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eyleme dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının evlenme teklifini kabul ederek aileler arasında nişan yapıldığını, davalının maddi durumunu gerekçe göstererek düğünü daha sonra yapacağını söylemesi üzerine birlikte yaşamaya başladıklarını, daha sonra Bursa iline taşındıklarını, düğün yapılmaması üzerine tartışmalar çıktığını, davalının giderek üslubunu değiştirdiğini, evli ve çocuklu olduğunu, eşiyle boşanma davasının henüz sonuçlanmadığını söyleyerek kendisine hakaret ettiğini beyan ederek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, evlenme vaadi ve nişanın bozulması nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğu, taraflar arasında resmi olarak evlilik birliği kurulmasa da, tazminat istemine konu eylemin aile hukukundan kaynaklanan hakların ihlaline yönelik olması şeklindeki gerekçe ile Aile Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.Davacı ile davalı arasındaki gayrı resmi birliktelik, Türk Medeni Kanunu anlamında gerçekleşen ve hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik olmayıp; taraflar arasında bir evlilik ilişkisi de doğurmamaktadır. Bu nedenle, aralarındaki ilişkinin aile hukuku kurallarına göre değerlendirilmesi doğru değildir.4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanununun 4. maddesine göre; Aile Mahkemeleri 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işlere bakmakla görevlidir. Dava konusu olay ise, anılan yasalar kapsamındaki bir uyuşmazlık olmayıp, davalının haksız eylem niteliğindeki davranışından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davaya genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmalıdır. Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan olayın özelliklerine uymayan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.