Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8790 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9744 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Gazetecilik San ve Tic. AŞ ve diğerleri aleyhine 31/03/2011 gününde verilen dilekçe ile basın ve yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı ... AŞ vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalılardan Samanyolu...'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalı ...nin diğer temyiz itirazlarına gelince:Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ...tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, ... Harp Okulu mezunu olup deniz yüzbaşı olarak görev yapmakta olduğunu, davalı ... TV'nin 01.11.2010 günü yayınlanan akşam haber bülteninde “Komutanım çıtır isterim” başlığı ile kadın pazarlığının dakika dakika kayda alındığına dair bir haber yayınlandığını, yine ... Gazetesi'nin 01/01/2010 tarihli nüshasında haberin aynı başlıkla verildiğini, arkadaşlar arasında yapılan şakanın bir bölümünün gerçekmiş gibi yayınlanmasıyla kamuoyunun yanıltılmasına, kadın pazarlayıcısı durumuna düşmesine ve toplum karşısında rencide olmasına neden olduğunu belirterek ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar, haberin güncel ve görünürdeki gerçeğe uygun olduğunu, haberin verilmesinde kamu yararı bulunduğunu, öz ile biçim arasındaki dengenin korunduğunu, herkesin kendi oluşturduğu ortam nedeniyle yapılan eleştirilere katlanmak zorunda olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu gazetede, subay olan davacının aynı işyerinde çalıştığı astsubay ile kadın pazarlığı yaptığı belirtilerek, “....K'nın sık sık ...ya giderek eğitimli kadınlar getirdiği ve üst rütbeli subaylara pazarladığı öne sürülüyor. İddialara göre yüzbaşı....'ya giden üst düzey komutanlara orada da mekan ve kadın ayarlıyordu” şeklinde yorumlar da eklenmek suretiyle davacı ve birlikte çalıştığı astsubay arasında geçen diyaloğun, kelime kelime dökümüne yer verildiği, Davalı TV'nin, olayı habere dönüştürürken kullandığı üslup ve olayı yorumlama tarzının basın ve ifade özgürlüğüne uygun olmadığı belirtilerek hakkındaki davanın kısmen kabulüne, diğer davalı ... Gazetesinin ise; ilk defa televizyonlarda yayımlanan görüntüleri ertesi gün, haberleştirdiği, haber içeriğiyle uyumlu başlık kullanıldığı, basın özgürlüğünün belli dozda abartıya başvurmayı da kapsadığı ve haberi yapan muhabir hakkında takipsizlik kararı verildiği gözetilerek hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayın gelişimi, olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözönüne alındığında hükmedilen manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... AŞ yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalı ... AŞ'nin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.