Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8785 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9795 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... (kendi adına asaleten ... ... ve ... ... adına velayeten) vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Ş. vd. aleyhine 22/04/2010 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacıların diğer temyiz itirazına gelince; Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, motorsiklet sürücüsü desteklerinin davalılardan ...'in alkollü olarak kullandığı araçla yaptığı hatalı sollama nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalının alkollü olarak yaptığı hatalı sollama nedeniyle tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Dava konusu olayda; olay tarihi, ölen ile davacılar arasındaki yakınlık derecesi, kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatlar azdır. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, davacıların öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.