Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8695 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13855 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Serik 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/04/2013NUMARASI : 2010/609-2013/212Davacı F.. Ş.. vekili Avukat M.. T.. tarafından, davalı M.. G.. aleyhine 01/11/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göreaşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Diğer temyiz itirazlarına incelenmesinde; Dava, haksız fiile dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, yaklaşık iki yıl evlenmek maksadıyla arkadaşlık yaptıkları davalıdan ayrılması üzerine davalının kendisine mesajla ve Microsoft Network Messenger (MSN) yoluyla hakaret ve tehdit ettiğini, kendisi hakkında asılsız dedikodu yaydığını belirterek, davalıdan manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalı, davacıdan kendisinin ayrıldığını, davacının daha önce evlendiğini saklayarak saflığından ve acemiliğinden faydalandığını, mesajların kendisi tarafından gönderildiğinin ispatlanamadığını, kendisine baskı yapmak için davacı tarafından bu davanın açıldığını, kusurlu tarafın davacı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Serik Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/326 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda, davalının davacıya yönelik hakaret eylemi nedeniyle 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; tehdit eylemi nedeniyle 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda; olayların gelişimi, olay tarihi ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.