Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8583 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8548 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/09/2012 gününde verilen dilekçe ile kasten yaralama nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kasten yaralama nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, davacı ve davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı tarafından başına ucu demirli sopa ile 6-7 kez vurularak hayati tehlike geçirecek biçimde yaralandığını, ortada hiçbir neden olmadan uğradığı haksız saldırı nedeni ile acı ve üzüntü yaşadığını beyan ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, olayın davacının tahriki nedeni ile meydana gelmesinden dolayı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davalının davacıya yönelik kasten yaralama eylemi sübuta erdiğinden takdiren 3.000,00 TL manevi tazminat ödetilmesi karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi (818 sayılı BK 47. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Somut olaya gelince, davacının davalı tarafından kasten yaralanması eylemi nedeni ile hayati tehlike geçirmiş olması, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.