Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8469 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7460 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/11/2012NUMARASI : 2010/148-2012/416Davacı M.. T.. vekili Avukat ... tarafından, davalı K. S.. A.. vd aleyhine 09/03/2010 gününde verilen dilekçe ile İYUK 28/4 gereğince maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davanın reddine dair verilen 29/11/2012 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 01/04/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, idari yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştirDavacı, Mersin Üniversitesi Mersin Yüksekokulu Teknik Programlar Bölümü başkanı olarak görev yaparken Rektörlüğün 03/12/2004 gün ve 11745-13722 sayılı işlemi ile yönetim görevinden ayırma cezası ile tecziye edildiği ve 2004 yılına ait ek ders ücretlerinin ödenmediğini, işlemin iptali için Mersin 1. İdare Mahkemesi'nde dava açtığını, Mahkemenin 30/10/2006 tarih 2005/1420 Esas, 2006/2115 sayılı Kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiğini, ancak rektörlüğün bu kez usuli eksikliğin tamamlandığı gerekçesi ile 13/03/2007 gün ve 2655-3187 sayılı yeni bir idari işlem ile yeniden görevden ayırma cezası verdiğini, bu karar aleyhine de Mersin 1. İdare Mahkemesi'nin 2007/98 Esasında açılan davada Mahkemenin, 2007/1817 sayılı Kararı ile idari işlemin iptaline, mahrum kalınan parasal hakların ödenmesi isteğinin reddine karar verdiğini, karar gereğinin yerine getirilmesi için Rektörlüğe başvurmalarına rağmen, parasal haklarının ödenmeyerek mahkeme kararlarının yerine getirilmediğini belirterek, maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 2004 yılında Rektörce verilen disiplin cezasının yetki yönünden iptali üzerine bu kez aynı cezanın 2007 yılında Üniversite Disiplin Kurulu tarafından verildiğini, bu cezanın iptali ve ceza nedeniyle mahkum kalınan parasal hakların ödenmesi istemiyle açılan davada mahkemece fiilin işlendiği tarih itibari ile disiplin cezasına konu eylemlerin Af Kanunu kapsamında kaldığı gerekçesiyle disiplin cezasının iptal edildiği, ancak disiplin cezası affının ilgililerce parasal yönden geçmişe yönelik talep hakkı doğurmayacağı gerekçesiyle söz konusu davanın parasal haklara ilişkin kısmının reddine karar verildiğini, davacıya verilen disiplin cezasının Mahkemece afnedeniyle iptali nedeniyle yargı kararına konu disiplin cezası sicilinden silinmek suretiyle Mahkeme kararının gereğinin yerine getirildiği, disiplin cezasının iptal edilmesinin doğrudan Bölüm Başkanlığı görevine atanması sonucunu doğurmayacağı, parasal hakların ödenmesi talebinin de Mahkemece reddedildiği, dolayısıyla mahkeme kararlarının uygulanmadığından söz edilemeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Anayasanın 138/4 maddesi gereğince; yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/1 maddesi gereğince de; idare, idare mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının gereklerine göre gecikmeksizin işlem yapmak ve eylemde bulunmak zorunda olup, bu süre hiçbir biçimde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Aynı maddenin 4. fıkrası, mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde, ilgili idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir hükmünü getirmiştir.Dosya kapsamından; Mersin 1. İdare Mahkemesi'nin 30/10/2006 tarih 2005/1420 Esas, 2006/2115 sayılı Kararıyla; davacının yönetim görevinden ayrılma cezası ile tecziyesine ilişkin 03/12/2004 tarihli işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile işlemin iptaline, parasal hakların davacıya ödenmesine karar verildiği halde davacının görevine iade edilmediği ve parasal haklarının ödenmediği, aynı zamanda Mersin 1. İdare Mahkemesi'nin 2007/98 Esas sayılı dosyasında; 13/03/2007 tarihli yönetim görevinden ayırma cezasının yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği, 30/10/2007 tarih 2007/98 Esas, 2007/1817 sayılı Karar ile de; davacının disiplin cezasına konu eylemlerinin af kanunu kapsamında kaldığı belirtilerek bu nedenle verilen cezada hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile yönetim görevinden ayırma cezasının tekrar iptal edildiği, ancak bu kararların da davalılar tarafından süresinde yerine getirilmeyerek mahkeme kararlarının uygulanmadığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.