MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 07/11/2012 gün ve 2011/12137-2012/16306 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan davalı-karşı davacı ...'un karşılık davaya yönelik karar düzeltme itirazları reddedilmelidir. 2-Davalı-karşı davacı ...'un asıl davaya yönelik karar düzeltme istemine gelince:Asıl dava, yargı görevini yerine getiren askeri savcının görevi sırasında işlediği kusuruna dayalı manevi tazminat; karşı dava ise haksız şikayete dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın husumet yokluğu nedeniyle, karşı davanın ise esastan reddine karar verilmiş; hükmün, taraflarca temyizi üzerine, Dairemizce davalı-karşı davacının karşılık davaya yönelik temyiz itirazları reddedilmiş; davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden, davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair karar yerinde görülmeyerek bozulmuş, davalı-karşı davacı ... karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Davacı-karşı davalı ..., Kara Kuvvetleri Askeri Savcısı olarak görev yapan davalı ...'un, kendisi hakkında ihaleye fesat karıştırma ve haksız mal edinme suçlarından tutuklama talebinde bulunmak ve dava açmak suretiyle yetki ve görevini yasaya aykırı kullandığı ve mağduriyetine yol açtığını ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 6110 sayılı Yasa ile değişen 2802 sayılı yasanın 93 ve 93/A maddelerine göre hakim ve savcılar hakkında açılacak davaların Devlet'e karşı açılacağı, hakim ve savcı aleyhine açılamayacağı hükmü karşısında asıl davanın husumetten reddine; karşı davanın ise, şikayet hakkının Anayasal sınırlar içinde kullanıldığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu'nun "Genel Yargıya Tabi Suçlar ve Hukuki Sorumluluk" başlıklı 28. maddesi "Askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarının, adli müşavirlerin, Askeri Adalet İşleri Başkanlığı ve Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı kadrolarında ve askeri yargı ile ilgili idari görevlerde bulunan askeri hakimlerin genel yargıya tabi şahsi suçları hakkında genel hükümler uygulanır.” şeklinde düzenleme içermekte iken; 6318 sayılı Kanunun 38. maddesi ile yapılan değişiklikle "Askeri hakimlerin genel yargıya tabi suçları hakkında genel hükümler uygulanır. Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren suçüstü hallerinde soruşturma genel hükümlere göre yapılır. Soruşturma yetkili Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcı vekilleri tarafından bizzat yürütülür. Bu hallerde durum hemen Millî Savunma Bakanlığına bildirilir. Askeri hakimler aleyhinde açılacak tazminat davaları hakkında 18. maddede belirtilen eşiti hakim ve savcılara ilişkin hükümler uygulanır." düzenlemesi getirilmiştir. 357 sayılı Kanunun 28. maddesi ile atıf yapılan 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda ise 14.02.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6110 sayılı Yasanın 12. maddesi ile yapılan değişiklikle, kanunun 93. maddesinden sonra gelmek üzere "93/A maddesi" eklenmiş olup "Tazminat Davaları" başlıklı 93/A maddesinde "Hakim ve Savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle ancak Devlet aleyhine dava açılabileceği, kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hakim ve savcı aleyhine tazminat davası açılamayacağı" düzenlemesi getirilmiş, aynı yasanın Geçici 2. maddesinde ise Devlet aleyhine tazminat davasının, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde açılacağı ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görüleceği, ve bu hükümlerin "görülmekte olan davalar hakkında da uygulanacağı ve davaya Devlet aleyhine devam olunacağı" hükmü getirilmiştir.357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu'nun 1. maddesi ile, aynı kanunun 6318 sayılı yasa ile değiştirilen 13,14,15,18,19,23,25,28 ve 37. maddeleri göz önüne alındığında askeri hakimlerin, askeri mahkemelerde askeri savcı olarak görev yaptıkları, Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde ayrı bir "askeri savcı" sınıfının bulunmadığı, askeri savcıların da askeri hakim sınıfında olduğu anlaşıldığından, 6318 sayılı Yasanın 38. maddesiyle değiştirilen 357 sayılı Kanunun 28. maddesinde "askeri savcı" ibaresine ayrıca ve açıkça yer verilmemesinin, askeri savcıların anılan düzenlemenin kapsamı dışında bırakıldığı anlamına gelmeyeceği sonucuna varılmalıdır. Şu durumda, 357 sayılı Kanunun 28/son maddesi ve aynı kanunun 18. maddesi ile atıf yapılan, 2802 sayılı Yasaya eklenen 93/A maddesinde açıkça “Hakim ve Savcıların…” ibaresi ile hakim ve savcıların yürüttükleri bir soruşturma, kovuşturma ile ilgili yaptıkları işlemlerden dolayı haklarında açılacak davaların devlet aleyhinde açılacağı düzenlendikten sonra, bu maddede açık hüküm bulunmayan haller için 1086 sayılı HUMK nın 573. md yollama yapılmış bulunmasına, 6110 sayılı Yasanın geçici 2. maddesi ile de "…HUMK 573. maddesi uyarınca devlet aleyhinde açılacak davaların Yargıtay ilgili hukuk dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatı ile bakılacağı ve görülmekte olan davalar için dahi hükmün uygulanacağı" düzenlendiğine göre; asıl davanın davalısı ... hakkındaki davanın görüm ve çözüm yerinin, eşiti hakim ve savcılar hakkındaki düzenlemeler doğrultusunda Yargıtay ilgili hukuk dairesi olduğu sonucuna varılarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Davalı-karşı davacının karar düzeltme isteğinin (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle kabulü ile Dairemizin 2011/12137 Esas, 2012/16306 Karar sayılı 07/11/2012 günlü ilamının davalı-karşı davacıya yönelik bozma bölümünün kaldırılmasına ve asıl davanın husumetten reddine ilişkin kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik karar düzeltme itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.