Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8413 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18832 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/07/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile ilişkiye girmesi eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davacının iddialarının asılsız olduğunu, aralarında yalnız iş ilişkisi olduğunu, davacının bir zararı söz konusu ile eşinden tahsil etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bilerek birlikte yaşama eylemi nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacı ile dava dışı eşinin Kadıköy 3. Aile Mahkemesinin 2010/607-2010/671 esas karar sayılı boşanma davası ile anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, eşin davacıya 125.000,00 TL ödediği, davacının da eşini, maddi ve manevi tazminat yükümlülükleri nedeni ile ibra ettiği anlaşılmıştır. Davalının, davacının resmi nikahlı eşi ile evli olduğu süre içinde duygusal ve cinsel birliktelik kurduğu, eşin davacıya karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalının da eşin eylemine bilerek iştirak ederek davacının zarar görmesine neden olduğu anlaşılmaktadır. BK'nın 50 ve 51. maddelerinde haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar görenin dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden, birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmıştır. Aynı hüküm 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun 61. maddesinde de tekrar edilmiştir. Ne var ki müteselsil sorumlulardan birinin borcu ödemesi halinde diğer sorumlular da borçtan kurtulmuş olur. Davacı, eşinden, anlaşmalı olarak boşanmış olup, ilamın eki niteliğindeki protokole göre eşinden 125.000,00 TL alarak onu maddi ve manevi tazminat yükümlülüğü nedeni ile ibra etmiştir. Şu durumda, davalı ile dava dışı eşin birlikte neden oldukları zarar nedeni ile davacının zararını dava dışı eşinden tahsil etmiş olduğu, eldeki davanın konusu ve hukuki sebebinin aynı olması nedeni ile davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulması isabetli olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.