Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8377 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10429 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/12/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava; haksız fiil nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı, daha önce ödenmiş olan senedin davalı tarafından tahrif edilerek yeniden aleyhinde icra takibi başlatıldığını, borcu ödeyip senedi aldıktan sonra sahteciliği fark ederek şikayette bulunduğunu, yapılan ceza yargılaması sonucunda davalının sahtecilik suçundan mahkum olduğunu, ceza davasında avukatına ödemek zorunda kaldığı vekalet ücreti kadar maddi zararı olduğunu yine bu olaylar nedeniyle manevi olarak zarar gördüğünü belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; ağır ceza mahkemesinde davacı lehine vekalet ücreti takdir edildiğinden maddi zararının oluşmadığı, icra dosyasında sahtelik nedeniyle takibin iptali istenebilecekken bu yola tevessül edilmemesi nedeniyle de manevi zarar istenemeyeceği gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğindeki Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/11 esas, 2006/116 karar sayılı dosyasında davalının davacıdan daha önce aldığı senette sahtecilik yapması nedeniyle mahkumiyetine dair kararın Yargıtay Ceza Dairesince onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davalının davacı aleyhine sahte senetle icra takibi başlattığı ve takibin haksız olduğu sabittir. Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 49. maddesi gereğince uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken manevi tazminat isteminin de tümden reddi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının öteki temyiz itirazlarının (1) no'lu bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.