Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8315 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8458 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mah. Sıf.) Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Ş. aleyhine 04/02/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Her ne kadar mahkemece karar başlığında, davaya iş mahkemesi sıfatıyla bakıldığı yazılmışsa da, bunun sehven yazıldığı anlaşılmış; bu durum mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dşında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız icra takibi ve haciz nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda; olayın gelişimi, bankanın yapılan yanlışı fark etmesi üzerine davacı hakkındaki haczi kaldırması ve yukarıdaki ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt derecede manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, fazla miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.