Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8228 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10376 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/04/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 25/10/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 07/05/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı hazine vekili Avukat ....geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, kurum zararı nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ile davalı vekillerince temyiz edilmiştir.7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü'nün 28/1. maddelerinde; muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbirinin gösterilen adreste bulunmaması halinde tebligatın hangi usul izlenerek yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemelere göre; tebliğ memuru, muhatabın "adreste bulunmama sebebini", bilmesi muhtemel kimselerden tahkik ederek, beyanlarını tutanağa yazmalıdır. Dosya kapsamından; dava dilekçesinin davalıya, Tebligat Kanunu 21. madde hükmüne göre tebliğ edildiği ancak tebligatın yasa ve Tebligat Tüzüğüne uygun şekilde yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki tebligat parçasında, muhatabın adresi kapalı, bu nedenle muhtara tebliğ yapıldı, daire ikiye haber verildi, isim ve imzadan kaçındı, haber kağıdı kapıya yapıştırılıp evrakın mahalle muhtarına teslim edildiğine dair şerh düşülmüş ise de, dağıtım saatinde davalının nerede olduğu belirtilmemiştir. Sonuçta, davalı hiçbir duruşmaya katılıp yazılı beyanda da bulunmamış olduğuna göre, bu durum savunma hakkını sınırlar mahiyettedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 27. maddesi uyarınca hakim "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir." hükmünü düzenlemektedir. Bu kapsamda, davalıya duruşma gün ve saatini bildirir dava dilekçesi ekli davetiyenin, usulüne uygun olarak tebliğ edilip savunma ve delilleri alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalı yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma avukatlık ücretinin temyiz eden davacıya, davacı yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine, temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.