MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 01/09/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, evlilik birliği devam ederken eşi ve çocuğunun annesinin, başka bir erkekle duygusal arkadaşlık yaşamaya başladığını, bu durumun kendilerini toplum nezdinde küçük düşürdüğünü ve manen çok yıprattığını ileri sürerek, manevi zararlarının tazminini talep etmiştir.Davalılar, davacı ... ile davalı ... arasındaki anlaşmalı boşanma dosyasına sunulan protokole göre, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinden vazgeçtiklerini, davalılar arasındaki telefon görüşmelerinin tek başına davalılar arasında ilişki yaşandığı anlamına gelmeyeceğini, kaldı ki davacı ve davalının boşanma davasının sonuçlanmasından sonra bir müddet birlikte yaşamaya devam ettiklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, tarafların birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talep etmeyeceklerine dair boşanma dosyasına sundukları protokolün, daha sonra açacakları davalar ile birbirlerinden tazminat istemelerine engel teşkil etmeyeceği, ayrıca davalı ... ile diğer davalı ... arasında gayri resmi ilişki yaşandığı kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı ... ile davalı ... arasında evlilik birliği devam ederken, davalı ... ile aynı hastanede birlikte çalıştığı iş arkadaşı olan diğer davalı ... arasında, normal iş arkadaşlığının ötesinde, duygusal yakınlaşmaya varan bir ilişkinin yaşandığı, bunun ortaya çıkması üzerine davacı ... tarafından, eşi olan davalı ... aleyhine boşanma davası açıldığı, şiddetli geçimsizlik nedeni ile açılan davada, tarafların boşanma ve feri sonuçlarına ilişkin anlaştıkları, ayrıca dosyaya sundukları 06/03/2009 tarihli boşanma protokolü ile birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talep etmeyeceklerini beyan ettikleri, mahkemece TMK'nun 166/3. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek tarafların boşanmasına ve müşterek çocukları olan diğer davacı küçüğün velayetinin davacı babaya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Evlilik birliği devam ederken, gayri resmi ilişki kurmak suretiyle davacıların kişilik haklarına saldırı teşkil eden dava konusu eylemin, tek başına gerçekleştirilebilecek bir eylem olmayıp, en az iki kişinin birlikte hareketi ile meydana gelebilecek türden bir eylem olduğu, bu durumun herhangi bir haksız eyleme karışan birden fazla kişinin, eylemden zarar gören kişiye karşı farklı nedenlerle sorumlu olmalarına benzer bir durum olduğu, bu bakımdan davalıların, oluşan zarardan ayrı ayrı değil, davacılara karşı müteselsilen sorumlu kabul edilmeleri gerekmektedir. Ne var ki, davacı ..., kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan davalı eşi hakkında açmış olduğu boşanma davasında, maddi ve manevi tazminat istemediği gibi ileride de bu istemli bir dava açmayacağını açıkça belirterek tazminat istemlerinden feragat etmiştir. Öte yandan, yapılan bu feragattan Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince diğer müteselsil sorumlu davalı ...'in de yararlanması gerektiği kabul edilmelidir. Şu halde, davanın, boşanma dosyasına sunulan feragat beyanı nedeni ile tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.