Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8084 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 1364 - Esas Yıl 2004





Davacı Şakir vekili avukat Ertuğrul tarafından, davalı Maliye Hazinesi ve diğerleri aleyhine 3.8.2001 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı Sıddık yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı Maliye Hazinesi hakkındaki davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine dair verilen 23.9.2003 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan Maliye Hazinesi ve Diyanet işleri Başkanlığına izafeten Başbakanlık vekili avukat Alpaslan tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Davalı Maliye Hazinesinin temyizi yönünden;Dava, caminin minaresinin yıkılması sonucu araçta meydana gelen hasar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davalı Maliye Hazinesi hakkındaki davanın kısmen kabulüne, öteki davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davalılardan Maliye Hazinesi ve Diyanet işleri Bakanlığı'na izafeten Başbakanlık vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki bilgi, belge ve taraf açıklamalarına göre; yıkılan minarenin tabi olduğu caminin üzerinde bulunduğu taşınmazın mülkiyeti Hazineye aittir. Ancak Hazine bu taşınmazı 11.4.1989 tarihli yazı ile cami yapılmak üzere Diyanet işleri Başkanlığı'na tahsis etmiştir. Bundan sonra Diyanet işleri Başkanlığı bu camiyi yaptırma işini davalı derneğe bırakmıştır. Cami yapımından sonra minare yıkılarak davacının aracına zarar verilmiştir. Gerek eski MK. 656 (Yeni MK 730) maddesi gerekse BK.nun 58. maddesine göre taşınmaz malikinin kusursuz sorumluluğu bulunmakta ise de, yerin belli bir amaç için Diyanet işleri Başkanlığı'na tahsis edilmesi ve bu şekilde kullanılmasının amaçlanması nedeniyle anılan maddelerin somut olayda uygulanma olanağı yoktur. Dava konusu olayda yapılan yapının niteliği itibariyle özel mülkiyete konu olamayacağı, kamusal amaca tahsis edildiği, böylece sorumlu tutulan Hazinenin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı gözetildiğinde Hazinenin sorumluluğu yoktur. Hazinenin ayrıca haksız eyleme katıldığı da iddia edilip kanıtlanmış değildir. Yerel mahkemece Hazine hakkındaki davanın reddi gerekirken kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.2- Davalı Diyanet işleri Başkanlığı adına Başbakanlık'ın temyiz itirazlarına gelince; anılan davalı hakkındaki dava reddedildiği bu ret kararı, yasaya aykırı da olsa sonuç olarak dava reddedilmiş olduğundan HUMK.nun hükümlerine göre, adı geçen davalı kendisini duruşmada Avukatla temsil ettirdiği halde lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle de bozulmalıdır.Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) 21.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.