Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8055 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5030 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 01/11/2012 gün ve 2012/10690-2012/15918 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı ... vekili Avukat ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvazaa nedeni ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ... ile müştereken malik oldukları bir taşınmazın ortaklığının giderilmesi için davalı tarafından dava açıldığını, satış yoluyla ortaklığın giderilmesi biçiminde karar verildiğini, kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nce bozulduğu ve taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurularak ortaklığın taksim yoluyla giderilmesine karar verilmesi gerektiğine hükmedildiğini, davalı ...’ın bozma kararından kısa bir süre sonra taşınmaz üzerinde bulunan apartmanın iki dairesini diğer davalılara sattığını, satışın taksime engel olmak için yapıldığını ve muvazaalı olduğunu iddia ederek iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davacının bu davayı açmada hukuki yararı olmadığı, taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulamayacağını, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu uyarınca dava konusu dairelerin davalı ... tarafından diğer davalılara satılmadan önce de taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulamayacağı ve istemin kesin biçimde ispat edilmediği kanaati ile reddine karar verilmiştir.Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmazda (tapu kaydında niteliği, üç katlı kargir bina ve arsası olarak geçmektedir) davaya konu satışlar öncesinde davacı ile davalı paydaştır. Yerel mahkeme tarafından yapılan keşif sonucu, taşınmazda fiilen 3 katlı, iki daire ve bir dükkandan oluşan bir yapı ile bir de eski tek katlı yapı bulunduğu; bilirkişi raporuna göre, dava konusu satışlar yapılmasaydı da, davacı ve davalının hisseleri nazara alındığında kat mülkiyeti yasasına göre taksimin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki davacı, hissedar olması nedeniyle, pay şatışları nedeniyle alan kişilere şufa davası açabilecektir.Tüm bu açıklananlar nedeniyle, davalının pay devrinin sonuca etkili olmadığı, muvaza iddiasının ispatlanamadığı gibi davacının muvaza nedeniyle tapu iptali davası açmakta hukuki menfaatinin de olmadığı ortadadır. Şu durumda; mahkemece açıklanan olgular gözetilerek işin esası incelenip varılan karar, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın onanmasına karar verilmesi gerekirken bozulmuş olduğu anlaşıldığından , davalının karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin bozma kararı kaldırılmalı ve karar açıklanan nedenlerle onanmalıdır.SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 440-442. maddeleri gereğince davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 01.11.2012 gün ve 2012/10690-2012/15918 sayılı bozma kararının kaldırılmasına; kararın yukarıda gösterilen nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının önce temyiz eden davacıya yükletilmesine 06/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.