Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8045 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8455 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vdl. aleyhine 16/04/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan ...'ın temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davalıların haksız eylemleri nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Davalı ...'ın temyizi yönünden: Davacı, davalılardan ...'ın müfettiş olarak kendisi hakkında yürüttüğü soruşturma sırasında, diğer davalılarla birlikte kişisel skypee adresindeki görüşmelerini çıkartıp soruşturma evrakına ekleyerek özel hayatının gizliliğinin ve kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 3.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...'dan; ayrı ayrı 500,00 TL'şer manevi tazminatın da davalılar ... ve ...'ten alınmasına karar verilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kururmunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Dosya içeriğinden; Davalılardan ...'ın müfettiş olarak görevli olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ... yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek karar verilmesi doğru değildir. Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Davalılar ... ve ...'in temyizleri yönünden: Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 5236 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4. madde gereğince HUMK’nun 427. maddesi uyarınca temyize konu bölümünün 1.690,00 TL’yi geçmemesi durumunda karar kesindir. Somut olayda temyize konu olan tutar, bu düzeye ulaşmadığından davalılardan ... ve ...'in temyiz inceleme isteği reddedilmelidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davalı ... yönünden BOZULMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenle davalılar ... ve ...'in temyiz dilekçelerinin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.