MAHKEMESİ : Hopa Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/10/2012NUMARASI : 2002/16-2012/210Davacı Ziraat Bankası vekili Avukat .. tarafından, davalılar M.. Ö.. vdl. aleyhine 12/02/2002 ve 05/09/2003 gününde verilen dilekçeler ile kurum zararının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 31/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı banka, asıl ve birleşen dosyalarda vezne görevlisi, şube müdürü ve muhasebeci olarak çalışan davalıların, usulsüz işlemler yaparak bankayı zarara uğrattıklarını belirterek, uğranılan zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dosyaya müfettiş raporları ve ağır ceza dosyası dışında delil sunulmadığı, aldırılan bilirkişi raporlarında davalıların bankayı ne şekilde zarara uğrattıkları konusunda tespit yapılamadığının bildirildiği, ayrıca davacı banka aleyhine açılmış menfi tespit davalarında, kredi sözleşmelerindeki imzaların borçlulara ait olmadığına ilişkin raporlar alınmış ise de; sözkonusu deliller yeni bir talep olarak kabul edilerek değerlendirmeye katılmadan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacı bankanın Kemalpaşa Şubesi'nin 1999 ve 2000 yıllarında dağıtımını yaptığı zirai kredi sözleşmelerinde, şube yetkilileri ile bir kısım mahalle ve köy muhtarlarının büyükbaş hayvancılık konusunda kredi taleplerini mahallinde değerlendirmedikleri, ikametgahı olmayan bazı şahısların veya ikamet edip de çiftçilikle uğraşmayanların kredi başvuru formlarını onaylamak suretiyle ve çeşitli yöntemlerle usulsüz kredi kullanımına sebebiyet verdiklerinin tespit edilmesi üzerine, davalılar hakkında zimmet ve kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık suçlarından ağır ceza mahkemesine dava açıldığı, zimmet iddiasıyla ilgili yeterli delil bulunmasa da eylemlerin hizmet nedeniyle suistimal suçunu oluşturduğu belirlenerek bu suçların zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle kamu davalarının düşmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece aldırılan 08/09/2011 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalılardan M.. Ö..'in müfettişlere verdiği ifadesinde, kullandırılan kredi sözleşmelerinde birtakım usulsüzlükler yaptığı konusunda ikrarda bulunduğu belirtilmiştir. Ayrıca, soruşturma konusu kredi sözleşmelerinin borçluları tarafından açılan menfi tespit davalarında, imzaların borçlulara ait olmadığı belirlenerek davacı banka aleyhine hüküm kurulduğu ileri sürülmesine rağmen, Mahkemece sözkonusu dosyalar getirtilip incelenmeden karar verilmiştir. Şu halde; dava dışı kredi kullanıcıları tarafından açılan menfi tespit davaları ve ağır ceza mahkemesinin hizmet nedeniyle suistimale ilişkin saptaması karşısında eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Mahkemece, bahsedilen menfi tespit dosyaları getirtilerek incelenmeli, ödemelerin kime hangi tarihlerde yapıldığı ve davalıların bu konudaki sorumlulukları araştırılmalı, gerekirse alanında ehil bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 15/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.